Bursa’nın en gözde ilçesi Nilüfer’de yıllardır süregeldiği öne sürülen imar usulsüzlükleri, yargıya taşındı. Bursa Cumhuriyet Başsavcılığı, eski Nilüfer Belediye Başkanı ve mevcut Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey ile Nilüfer Belediye Başkanı Turgay Erdem hakkında "görevi kötüye kullanma" suçlamasıyla resmî iddianame hazırladı. Skandal, kent yönetiminde üst düzeyde siyasi ve idari sorumluluğu yeniden tartışmaya açtı.
Yüzlerce Yapı, Tek İmza: İncelemesiz Ruhsatlar
İddianamede yer alan tespitlere göre, 2012 ile 2016 yılları arasında Nilüfer Belediyesi tarafından, yasa dışı şekilde sadece Başkan Yardımcısı Turgay Erdem’in tek imzasıyla 1.965 adet yapı kullanma izin belgesi düzenlendi. Proje incelemesi yapılmadan verilen bu belgelerle, imar hakkı önemli ölçüde aşıldı, bazı parsellerde emsal değerleri kanunsuz şekilde yükseltildi.
Bu ruhsatlar kapsamında yapılan inşaatların bazılarında, maliklere doğrudan menfaat sağlandığı, fakat kamu zararının tam tespit edilemediği ifade edildi. Uygulamanın, hakkında yargı süreci devam ederken dahi ısrarla sürdürüldüğü dikkat çekti.
Bozbey’in Talimatı Her Şeyin Başlangıcı Oldu
Dosyada en kritik detaylardan biri de, söz konusu uygulamaların temelini oluşturan 2009 tarihli Mustafa Bozbey imzalı yetki devri. Belediye Başkanlığı döneminde Bozbey, yapı ruhsatı ve yapı kullanma izin belgelerinin düzenlenmesi yetkisini, yasal yetkili birim olan İmar ve Şehircilik Müdürlüğü yerine, doğrudan Koordinatör Başkan Yardımcısı Turgay Erdem’e devretti.
Bu uygulamanın, mevzuata açık aykırılık teşkil ettiği ve imar disiplininde görevli teknik kadroların denetim sorumluluğunu tamamen devre dışı bıraktığı kaydedildi.
Siyasi Etik Nerede? Bozbey’in Görevde Kalması Tartışılıyor
Halen Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı olan Mustafa Bozbey hakkında açılan bu dava, sadece adli değil, aynı zamanda siyasi bir krize işaret ediyor. Hukukçulara göre, TCK 257. madde uyarınca görevini kötüye kullanan kamu görevlisinin yargı süreci boyunca görevden uzaklaştırılması gerekirken, Bozbey’in halen görevde kalması, kamu vicdanını zedeliyor.
Bazı hukuk çevreleri, İçişleri Bakanlığı’nın devreye girerek Bozbey hakkında geçici görevden alma kararı alması gerektiğini savunuyor. Konu, sadece adli yargının değil, aynı zamanda yerel yönetimlerde etik ve idari denetimin sınavı olarak görülüyor.
Danıştay Sadece Bozbey ve Erdem’i Sorumlu Tuttu
Soruşturma kapsamında bazı belediye müdür ve yardımcılarına da yöneltilen suçlamalar, Danıştay 1. Dairesi tarafından geçersiz sayıldı. Yüksek mahkeme, bu yetki devrinin sadece Bozbey ve Erdem’in sorumluluğunda olduğunu belirterek, diğer isimler hakkında verilen soruşturma iznini iptal etti.
Bu kararla birlikte, imza yetkisi dışındaki bürokratlar hakkında takipsizlik kararı verildi. Bu durum, sorumluluğun doğrudan ve yalnızca Bozbey ve Erdem’in siyasi iradesine dayandığını gözler önüne serdi.
Yargı Süreci Başladı, Gözler Siyasette
Cumhuriyet Başsavcılığı'nın açtığı davada ilk duruşmanın önümüzdeki haftalarda yapılması bekleniyor. Ancak kamuoyunun gözleri sadece adliyede değil, aynı zamanda siyasi makamlarda:
Mustafa Bozbey, böylesine ciddi bir suçlamayla yargılanırken Bursa’yı yönetmeye devam edebilir mi?
Son Söz: Siyasi Sorumluluk ve İdari Temizlik Gerekli
Bursa’da kamu yöneticilerinin yetkilerini nasıl kullandıkları kadar, denetim ve denge mekanizmalarının nasıl işlediği de sorgulanıyor. İddianame, yalnızca bir suçlamanın değil, aynı zamanda yıllara yayılan bir denetimsizliğin belgesi niteliğinde.
Bu dava, kent yönetiminde şeffaflık, hesap verebilirlik ve hukuk devleti ilkelerinin ne denli işletildiğini sorgulamak için önemli bir eşik olabilir. Ancak bunun için önce, sadece mahkemelerin değil, siyasi mekanizmaların da sorumluluk alması gerekiyor.