Suriye’nin doğusu, S/400, Akdeniz, ABD/İran gerginliği, ticaret savaşları derken etrafımızdaki çember her geçen gün daha fazla daralıyor.
Tehlikenin farkında mıyız?
Dünyayı yöneten güçler idealleri uğruna artık seçimleri de iyice mizansen hale getirdiler. Nasıl getirmesinler ki?
Her birimizin elinde akıllı telefonlar, sınırsız internet, bedava Facebook, Twitter gibi yazılımlar ve zihin kontrolü. Sadece zihin kontrolü olsa o da iyi! Devamında beynimiz, davranışlarımız, tercihlerimiz hacklenmeye başladı. Bağımsızlığını ve düşünme gücünü yitiren insanları yöneltmek ve yönetmek artık oldukça kolay . Halihazırda bu güçler için kontrol altına almak istedikleri ülkeler çok geniş bir açık hava laboratuarı ve yurttaşları da kobayları. Bu mizansenler de bulmakta en zorlanmadıkları aktörler de CİAsetçiler!
Bunun en yakın örneğini Ukrayna’da gördük. Önce televizyon dizisi yaptılar sonra aktörünü başkan. 4 yıl önce "Halkın Hizmetkarı" isimli siyasi komedi içerikli dizi filmde başrol oynayan Zelenskiy, senaryo gereği lise öğretmeniyken yolsuzluklara karşı yaptığı bir konuşması internette izlenme rekoru kıran ve kısa sürede halk kahramanı olarak kendisini devlet başkanlığı koltuğunda bulan bir karakteri canlandırmıştı. Zelenskiy, filmin etkisini de kullanarak 2018'de oynadığı dizinin ismi olan "Halkın Hizmetkarı" partisini kurdu ve bu yıl devlet başkanı oldu. Evet yanlış okumadınız.
Nasıl mizansen size yabancı gelmedi değil mi? Allah’a hamd olsun ki bu topraklarda bu mizansenlere her daim direnen bir lider var!
Muhtar bile olmazsın dediler, kapatma davası açtılar, 367 krizini yaşattılar, muhtıra yayınladılar, sokak olayları, ekonomik krizler, 17/25 yargı darbesinin ardından 15 Temmuz’da kanlı darbeye kalkıştılar lakin başaramadılar. Şimdi yerel seçimlerle, ekonomik saldırılarla, yeni partiyle yıpratmaya çalışıyorlar. Hem de yukarıda belirttiğim üzere ülkemizin en zor zamanında.
Sayın Cumhurbaşkanımız yaklaşan tehlikeyi görüp, “Türkiye İttifakı” deyince bile altında bir çapanoğlu arayan güçler yine bu güçlerin güdümündeki CİAsetçiler.
Bugün geldiğimiz noktanın mimarlarının, Suriye felaketinin sorumlusu olanların, etliye sütlüye karışmayıp kuzu postu giyenlerin bu ülkeye verebilecekleri hiçbir şey yoktur.
Önümüzde seçimsiz uzun yıllar var görünse de istediklerini ve Payitaht İslambol’u almak için yeniden deneyeceklerdir. Bu bağlamda G/20 zirvesinden gelecek olumsuz haberleri ellerini ovuşturtarak bekleyenler yine yaya kaldı. Zira bize her zamankinden çok ihtiyaçları var. Jeopolitik konumumuz ve dinamiklerimiz bunu zorunlu kılıyor.
Şimdilerde ulusal güvenliğimiz için gerekli S/400, Akdeniz, Kıbrıs’ta ki haklarımız için tavizsiz mücadele ederken, siyaseten yer kapmak için ekonomik yaptırım duasına çıkan CİAsetçiler, think tankçiler, entelektüeller ve boğazın yalılarında oturan dolar milyonerleri var. Soran olursa herkesten çok milliler.
Yugoslavya Devlet başkanı Mareşal Tito şöyle demişti; “Emperyalistler bizi ve birçok ülkeyi pervasız saldırılarıyla parçalayacaklar ancak bu saldırılar 20.yüzyılın ilk yarısının ortalarında olduğu gibi yine Mustafa Kemal’in ülkesinde tıkanacaktır.”
Bugün sözün doğruluğu için bir dakika gözlerinizi kapatın ve çevrenize bakın. Ortadoğu’dan Kuzey Afrika’ya kadar ulus devlet yapısına sahip birçok devlet yıkıldı ve parçalandı. Lakin biz bunca musibete rağmen hala ayaktayız ve tüm yaşananlar bizi güçlendiriyor. Ve emin olun devlet geleneğimiz sayesinde sıkıntılı birkaç seneden sonra arzulanan teknolojik, bilimsel yatırımlarla birlikte biz ayakta kalırken onlar kendi dertleriyle uğraşacaklar.
Bugün siyaset yarışında söylenen her şey dünde kaldı ve zaman vakit geçirmeksizin TÜRKİYE İTTİFAKI zamanı. Bu ittifaka giderken medyasından tutun, hayatın her alanında safralardan, yıpranmış kadrolardan, yandaşlık yapacağız diye şaklabanlık yapanlardan, davayı ve idealleri yarı yolda bırakanlardan kurtulmakta ve yapılan hatalardan ders almakta fayda var.
“Sen müstakim ol Hazret-i Allah utandırmaz seni.”
Kalın sağlıcakla…