Muhammed Tayyar TÜRKEŞ'in Kaleminden ; Boz Geyik 2

Boz geyiğimizin hikayesine kaldığımız yerden devam edelim. Hikayeyi yazdığımızda binlerce mail ve mesaj aldık. Herkesin bu BOZ geyiğin bir hayvan hikayesi değil, ‘yaşayan biri’ olduğu yönündeki fikirleri bizi de şaşırttı. Bir geyiğin hikayesinden nasıl bir insan hikayesi çıkar ki? Şaşırtıcı değil mi? Ama okuyucularımızın attığı mesajlar bizi daha da şaşırttı. Mesajlarda diyor ki, ‘bu hikaye bize bir siyasetçiyi hatırlattı’ yazan da var, ‘Biz bu hikayeyi okurken, ne kadar balık hafızalı olduğumuzu bize hatırlattınız’ diyende. Hatta bir okuyucumuz, iyi ki bizi bu hikaye ile uyandırdınız. Yoksa unuttuğumuz gerçekler bizi yeni yanlışlara götürecekti diyenlerde az değil… Bazıları ise, hikayede anlatıların BOZ geyiğin görünen yüzünden bazılarının olduğu, asıl görünmeyenlerinin ise daha da vahimliğini yazmış. Hatta bize hikayeye malzeme olacak yeni doneler göndermiş. Vay be bizim BOZ geyik neymiş te bizim haberimiz yokmuş. 
***
Bizim BOZ geyik, Mungan’ın Geyikler Lanetler’ini okuduğumdan bu yazana kafamı kurcaladı durdu. Ama önce Murathan Mungan’ın destanı elbette “malûmunuzdur”, ama ben gene de bilmeyenler için anımsatayım. Lanetler, babasına başkaldırıp kavmi ikiye bölen Hazar Bey’in (Andrea Costagli) öyküsü başlar. Hazar Bey’in arada sırada gaibe gidip geldiği söylenen karısı Kureyşa (Giuliana Colzi) izleyiciyle tanıştırılır. Gel zaman git zaman Hazar Bey’in geyiklerin yaşadığı ormana yerleşmesi, atalarının ruhunu rahatsız eder. Nedense geyikler de huzursuz olur ve geyiklerin laneti Hazar Bey ve karısı Kureyşa’yı rahat bırakmaz. Hazar Bey’in çocuk sahibi olması doğanın gizli güçlerce engellenecektir. 
Karısı seslenecek Hazer Bey’e… 
“Ey Hazer Bey, Ey Hazer Bey!. Oğulsuz karısına gayrı yüz döken Hazer Bey. Gayrı yüzüme bakmaz, elimi tutmaz, bakışları dargın, sırtı dönük Hazer Bey! Toprağın zehri bu kez nikahlı karısının ölüsünü sulayacak. Bu zehir, bu zehir beni ve döl tutmaz rahmimi de alacak toprağın bağrına…  
Oysa Kureyşa, lanetleri savuşturmak ve de bir oğul sahibi olmak için kurban edilmiş bir geyiğin kanını içer ve oğulları Mustafa doğar. Tam her şey yoluna girdi derken, masal bu ya, Mustafa (Masimo Salvianti) bir geyiğe sevdalanmaz mı? 
Neyse, Mungan’ın Geyiklerin Laneti’ni merak eden, kitabını alıp okuyabilir. Ama diyeceksiz, ‘Geyikler Laneti’ndeki Mustafa ile bizim hikayemizdeki BOZ geyik bağlantısı ne?
Gerçek anlamda ölenle ölünmediği zamanlarda geride ne kalır sizce. 
Hafıza mı? Hatıra mı? Ya sonrası.
Sizlerin mesajları ile BOZ geyiğin geride bıraktıklarının hikayesini haftaya kadar bekliyorum. İnanın bizim BOZ geyiği sizler benden daha iyi tanıyormuşsunuz. 
Haydi BOZ geyik efsanesi tüm Bursa’yı sarsın. 


Şimdilik kalın sağlıcakla...