Tüm engelleme ve yaptırım tehditlerine rağmen S/400 parçası taşıyan uçaklar Ankara’ya bir bir inerken, Akdeniz’e üçüncü gemimiz yola çıkarken, Pençe Harekatı tüm hızıyla devam ederken kerameti kendinden sayan Ahmet Davutoğlu başbakanlığı döneminde kendisine Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın ve AK PARTİ MKYK'sının "Sen başbakan gibi görün ama başbakan olma, başbakanmış gibi yap ama yetki kullanma." dediğini belirtmiş.

Kanaatimce görev yaptığı dönem zarfında icraatları ve ülkemizi içine düşürdüğü durum akla geldiğinde az bile demişler Ahmet hocam…

Bence siz evvela Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın sizi neden görevden aldığını ve görevden alınmanızın ardından ne gelişme olursa olsun hiç kimsenin sizin ağzınızdan Cumhurbaşkanımız aleyhine tek bir kelime duymayacağına, hatta ve hatta son nefesinize kadar vefa ilişkinizin süreceğine dair açıklamanıza aykırı davrandığınızı açıklayın lütfen. Ahde vefa nedir bilir misiniz?

Hatta bir kademe daha ileri gidelim ve bu sütunlardan soralım, görevden azledilmeseydiniz Beyaz Saray’da kapalı kapılar ardında Obama ile ne görüşecektiniz? Önce onu anlatın isterseniz.

Benim görevi esnasında Suriye’de olduğu gibi stratejik derinliği dibe vuran Davutoğlu’na ve onu öne süren Exeter’li akıl hocalarına tavsiyem, açıp yakın Türk siyasi tarihine bir göz atmalarıdır. Baktıklarında görecekler ki cumhuriyet tarihinde kimi başbakanlara şerefiyle idam sehpaları, kimisine hapishane koridorları düşerken, Davutoğlu’na da kader bu ya kovulan başbakan unvanı nasip oldu.

Başbakanlık koltuğunda otururken lal olup susanların kovulduktan sonra manifesto peşinde koşmasını milletimizin takdirine bırakıyorum. Zira bu millet feraset sahibi olup adamı da kuklaları da iyi tanır. Tüm bu açıklamalar “Siyasetin Çakma David’leri” yazımızı ve ihraç süreçlerinin bir an evvel başlaması gerektiği tezimizi doğruluyor. Bu konuya daha fazla yer vermek istemiyorum zira fazla anlam yüklemiş oluruz.

15 Temmuz hain darbe girişiminin 3. yıldönümünde İstanbul basınında 15 Temmuz başarılı olsaydı ne olurdu, yeniden darbe olur mu yazılarını hayretle okuyorum. Biz halen bunları konuşuyorsak FETÖ ile mücadelede bir arpa boyu ileri gidememişiz demektir. Kime hizmet ediyorlar, kime mesaj vermek istiyorlar anlamak mümkün değil.

Büyük Türkiye İttifakı arzumuz çerçevesinde dün TBMM’de tüm partilerimizin ortaklaşa hazırladığı “Doğu Akdeniz” ortak bildirisini takdirle karşılıyorum ve milli beraberlik için siyasete Akdeniz ikliminin hakim olmasını diliyorum.

Son söz olarak bir düşünürün dediği gibi

LİDERİN BÜYÜKLÜĞÜ İNANÇLARIN DERİNLİĞİ HEVESLERİN YÜKSEKLİĞİ GÖRÜŞLERİNİN GENİŞLİĞİ VE SEVGİSİNİN MENZİLİ İLE ÖLÇÜLÜRMÜŞ

KALIN SAĞLICAKLA.