-BASIN VE KAMUOYUNA DUYURU-

Son günlerde ülke gündeminde oldukça yer alan, sosyal medya mecraları ile ulusal basında müvekkil aleyhine ağır ithamlarda bulunulan haberler ve bilgiler karşısında müvekkil adına işbu açıklamalarda bulunma zarureti doğmuştur.

Her ne kadar müvekkil Muhammed Tayyar TÜRKEŞ hakkında “A Haber” kanalında kamuoyuna servis edilen müvekkilin tutuklandığı, tutuklanan ve gözaltına alınan şahıslar ile iltisaklı olduğu, suç örgütü lideri olduğu ve yurtdışına firar ettiği yönünde haberler yayınlanmakta ise de ilgili hususların tamamı gerçek dışıdır.

Müvekkil adı geçen şahıslarla eylem ve fikir birliğinde olmayan, tüm işlemlerini resmi yollar ile gerçekleştiren, birçok yasal işletmenin sahibi olan ve düzenli vergisini ödeyen bir iş insanıdır. Sosyal medya ve basında itibar suikastına dönen bu süreç öncesinde müvekkil müşteki olarak yer aldığı hukuki süreçte operasyon kapsamında tutuklanan şahıslarca canı ve malı ile tehdit edilmiş; can güvenliğini sağlamak adına yaklaşık 2 ay evvel yasal yollardan yurt dışına çıkmak zorunda kalmıştır. Müvekkilin operasyon tarihinden çok öncesinde yasal yollarla yurtdışına çıkmış olduğu resmi merci kayıtları ile sabitken; müvekkilin itibarını zedeleyici “suç örgütü lideri olduğu ve yurtdışı firarında bulunduğu “ yönündeki haberlerin etik ve vicdani olmadığı açıktır. Müvekkilin durumunu ortaya koyan somut deliller karşısında ısrarla itibar zedeleme hedefi taşıyan haberlerin yapılması basının “Tarafsızlık İlkesi” ni kasti nedenlerle göz ardı ettiğini tartışmasız kılmış; kasti davranıştaki amaç malumuz üzere belli olmuştur.

Müvekkilin operasyon yapıldığı bilgisini sosyal medyadan yurtdışında bulunduğu esnada öğrendiği sabit olmakla; maruz kaldığı süreci bir an evvel izah etmek istemektedir. Müvekkil operasyonun en merkezi noktası olan ve %50 hisse ile ortağı bulunduğu hastaneye kendisinin bulunmadığı esnada silahlı grupların gelmesi, ilgili operasyon nezdinde şuan tutuklu bulunan şahısların hastane yönetimine el koyması ve yargıya intikal eden başkaca sebeplerle operasyondan aylarca evvel Savcılık makamı nezdinde şikayette bulunmuş, Ticaret Mahkemesi nezdinde ise hastanenin malvarlığının hukuka aykırı olarak azaltılmasını engellemek adına hastanenin aktif ve pasif malvarlığının tespiti ile yargılama sürecinde denetim kayyımı neticeten ise kayyım atanmasını talep etmiştir. İlgili dosya kapsamında müvekkilin ortaklık sürecinde kendi firmasına kayyım atanması talebinde bulunmak durumunda kaldığı, denetim kayyımının görev yapmakta olduğu, müvekkilin esasen mağdur ve hukuki yollara başvuran bir vatandaş olduğu tartışmasızdır. Müvekkil bahsi geçen olaydan itibaren bir kere bile hastaneye gitmemiş; sürecin yargı nezdinde çözüme kavuşmasını sabırla beklemiştir. Müvekkilin yargı makamlarına güveni sonsuz olmakla, isnat edilen suçlara dair olguların bir arada değerlendirilmesi akabinde müvekkilin mağdur pozisyonda olduğu ve itham edilen hukuka aykırı eylem veya oluşumlarda bulunmadığı hususları açıklığa kavuşacaktır.

Müvekkilin kendisine yöneltilen iddialara karşı cevap ve delilleri bulunmakla; yoğun medya baskısının ortadan kalkması ve kendisine hukuki güvence verilmesi ile müvekkil istenilen zaman ve makamda ifade vermeye hazır olacaktır. Aksi durumda dahi müvekkilin, can güvenliğini riske atmak pahasına adaletin tecelli etmesi ve zedelenmeye çalışılan itibarını kurtarmak adına yurda en kısa zamanda geri döneceğini; masumiyet karinesini ihlal edenler hakkında ise yasal yollara başvurulacağını basın ve kamuoyu bilgisine saygı ile arz ederiz.

Muhammed Tayyar TÜRKEŞ

Vekilleri

Av.Ekin GÜRDAL

Av. Alper KAHRAMAN