Özellikle, borsada manipülasyon yapmakla suçlanan E.Ç. ve M.Ç., kamuoyunda Mübarek Kardeşler olarak bilinirken, Bu isimlerin gerçekleştirdiği manipülasyonlara dair borsa ve ekonomi haberleri yapan borsagundem.com sitesinde yayımlanan haberlerin, mahkemeye taşınan başvurularda ana tartışma konularından biri haline geldi.
Borsa manipülasyonlarına dair haberlerin yayımlanmasının, basın özgürlüğü çerçevesinde doğru ve tarafsız bir şekilde yapılması gerektiği vurgulansa da, söz konusu davalar, adil yargılanma hakkı ile ifade özgürlüğü arasındaki dengeyi sorgulayan önemli bir hukukî süreç olarak dikkat çekiyor.
Mübarek Kardeşler olarak bilinen E.Ç. ve M.Ç. gibi spekülatörlerin borsada yasa dışı işlemler gerçekleştirdiği öne sürülüyor. Bu manipülasyonların özellikle “Kervansaray Yatırım Holding,” “Genpower” ve “Gen Yatırım Holding” gibi halka açık şirketler üzerinde büyük etkileri olduğu belirtiliyor.
Bu şirketlerin hisse fiyatlarında yaşanan dalgalanmalar, manipülasyon tekniklerinin nasıl uygulandığını gözler önüne seriyor. Yatırımcıların kayıplar yaşadığı süreçte, özellikle hisse değerlerinin halka arzdan sonraki dönemde dramatik şekilde düşmesi, borsadaki spekülatif oyunları ortaya koyuyor. Şirketler, halka arz tarihinden sonra çeşitli manipülasyonlar ve sermaye artırımları yaparak değerlerinde ani değişikliklere yol açtı.
Hukuki Süreçte İfade Özgürlüğü Tartışması
Borsa manipülasyonlarına dair yayımlanan haberlerin, iftira ve kişilik haklarına saldırı niteliğinde olduğunu savunan E.Ç., İstanbul 5. Sulh Ceza Mahkemesi’ne başvurmuştu. Mahkeme, 28 Mayıs 2014’te içeriklerin haber değeri taşıdığına ve kişilik haklarının ihlal edilmediğine karar vererek başvuruyu reddetti. Ancak İstanbul 2. Asliye Ceza Mahkemesi, 8 Temmuz 2014’te bazı içeriklerin erişimini engellemeye karar verdi. Mahkeme, suçlayıcı içeriklerin kamuoyunu yanıltıcı olduğuna ve kişilik haklarını ihlal ettiğine vurgu yaptı.
E.Ç.’nin yaptığı itirazın ardından, başvurucu bireysel başvuru yaparak haberlerin yayınının kaldırılmasına ilişkin kararın Anayasa'ya aykırı olduğunu belirtti. Başvurucu, haberlerin sermaye piyasası yasasına aykırı eylemler ve suç örgütleri ile ilgili olduğunu, bu nedenle kamuoyunun doğru bilgilendirilmesinin önemli olduğunu ifade etti.
Anayasa Mahkemesi, 16 Şubat 2017 tarihinde yaptığı toplantıda, başvurunun adil yargılanma hakkı ve ifade özgürlüğü açısından incelenmesine karar verdi. Mahkeme, başvurucunun internet gazeteciliğini, geleneksel gazetecilik faaliyetlerine yakın bir durum olarak değerlendirerek, yayınlanan haberin kamuoyunun bilgilendirilmesi açısından önemli bir haber değeri taşıdığına dikkat çekti.
Mahkeme, başvurucunun yaptığı itirazları, Anayasa'nın 26. ve 28. maddelerinde düzenlenen ifade özgürlüğü ve basın özgürlüğü çerçevesinde inceledi. Derece mahkemelerinin verdiği kararların, basın ve ifade özgürlüğü ile ilgili müdahaleyi haklı kılacak gerekçeler taşıyıp taşımadığını değerlendirdi. Sonuç olarak, ilgili içeriklerin basın ve ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirildiği sonucuna varıldı.
Borsa manipülasyonlarıyla ilgili davalar, basın özgürlüğü ile kişilik hakları arasındaki dengenin nasıl kurulması gerektiğini bir kez daha gözler önüne serdi. Özellikle borsa haberlerinin ve analizlerinin, halkı bilgilendirme amacının yanı sıra, kişilik haklarını da koruma yükümlülüğü taşıdığı vurgulandı. Bu tür davalar, basın özgürlüğü ve kişilik hakları arasındaki hassas dengeyi ortaya koyarak, gelecekteki benzer davalar için önemli bir referans oluşturacak.
Başvurunun esasına dair yapılan incelemede, Anayasa'nın 26. ve 28. maddeleri çerçevesinde ifade ve basın özgürlüğüne yapılan müdahale ele alındı. Mahkeme, ifade özgürlüğünün yalnızca "meşru amaçlarla" sınırlanabileceğine ve bu sınırlamaların demokratik toplum düzenine uygun olması gerektiğine dikkat çekti. Müdahalenin "kanunla öngörülmedikçe" gerçekleşemeyeceği, ayrıca müdahalelerin Anayasa'nın belirlediği şartlara uygun olması gerektiği vurgulandı.
Özellikle, 5651 sayılı Kanun'un "İçeriğin yayından çıkarılması ve erişimin engellenmesi" maddesinin kanunilik şartını karşıladığı ve söz konusu kararın "başkalarının şöhret veya haklarının korunması" amacı taşıdığı ifade edildi. Ayrıca, basının kamu yararına yönelik haber ve bilgileri doğru bir şekilde iletme sorumluluğu olduğu belirtildi.
Ancak mahkeme, haberlerin bazı olgusal iddialara dayandığı ve bu iddiaların gerçek dışı olmadığı sonucuna vardı. Bu bağlamda, borsa spekülasyonları ve şirket hisselerindeki hareketlenmeler gibi konularda yapılan yazılı açıklamaların, kamuoyunun bilinçlenmesine katkı sunduğu ifade edildi. Mahkeme, basın özgürlüğünün, toplumsal tartışmalara katkı sağlayan özgür bir ortamı desteklemesi gerektiğini belirtti.
Sonuç olarak, mahkeme, başvurucunun yazılarına erişimin engellenmesi kararının "yetersiz gerekçe" ile alındığına karar verdi. Halka açık şirket hisselerinin işlem gördüğü piyasalarda manipülasyonun engellenmesi ve şeffaflığın sağlanması için basın kuruluşlarının doğru ve olgusal verilerle yayın yapmasının önemine vurgu yapıldı. Bu karar, basın özgürlüğünün sınırları ve medyanın rolü konusundaki tartışmaları yeniden gündeme getirecek gibi görünüyor.
Anayasa Mahkemesi, bir başvurucu hakkında verdiği kararda, ifade ve basın özgürlüğünün ihlal edildiğine karar verdi. Mahkeme, başvurucunun yaptığı itirazı kabul ederek, Anayasa'nın 26. ve 28. maddeleri çerçevesinde güvence altına alınan özgürlüklerin ihlaline karar verdi.
İfade ve Basın Özgürlüğü İhlali
Mahkeme, başvurucunun ifade özgürlüğü ve basın özgürlüğü ile ilgili taleplerinin kabul edilebilir olduğuna ve bu hakların ihlal edildiğine hükmetti. İhlalin ortadan kaldırılması amacıyla, kararın bir örneği İstanbul 5. Sulh Ceza Mahkemesi'ne (kapatılan) gönderilerek yeniden yargılama yapılması talep edildi.
Yargılama Gideri ve Tazminat
Mahkeme, başvurucuya toplam 2.006,10 TL yargılama gideri ödenmesine karar verdi. Bu tutar, 206,10 TL harç ve 1.800 TL vekâlet ücretinden oluşuyor. Ödemelerin, kararın tebliğini takiben dört ay içinde yapılması istenirken, gecikme durumunda yasal faiz uygulanacağı ifade edildi.
Karar Adalet Bakanlığı'na Gönderildi
Anayasa Mahkemesi, kararın bir örneğini Adalet Bakanlığı'na göndermeyi de kararlaştırdı.
Bu karar, 16 Şubat 2017 tarihinde oybirliğiyle alındı.