Erdoğan, 14-28 Mayıs 2023'te Türkiye'nin en kritik seçimlerinden birini geçirdiğini belirterek, "Mamak, Cumhurbaşkanı seçiminde şahsıma yüzde 49 oy oranıyla destek verdi. Buradan bize destek olan şahsımıza teveccüh gösteren tüm Mamaklı kardeşlerime teşekkür ediyorum. Tabii biz Mamak'tan aslında daha yüksek oy bekliyorduk. Demek ki mesajlarımızı Mamak halkına ulaştırma noktasında eksiklerimiz oldu. Şunu burada özellikle ifade etmek isterim; hangi kökene, meşrebe, fikre, siyasi görüşe mensup olursa olsun her vatandaşımız bizim başımızın tacıdır. Bizim siyaset geleneğimizde beklentiler karşılanmayınca muhalefetin yaptığı gibi suçu, hatayı, kusuru millete atmak yoktur. Biz eksik varsa kendimizde arar, hata varsa yine kendimize bakarız. Muhalefet cenahı ise bırakın kazandıkları bir seçimi, yenildikleri seçim sonrasında bile kendilerini sorgulamaz, hesaba çekmezler. Her zaman bir günah keçisi bulup hiçbir şey olmamış gibi yollarına devam ederler" dedi.
Muhalefetin önceki alışkanlıklarını tekrarladığını aktaran Erdoğan, "Suçu vatandaşa ve CHP adayı zata yıkıp kendilerini temize çıkardılar. Ne oldu 6'lı masa? Şu anda 6'lı masadan ortada kimse kaldı mı? Hani liderler Meclis'e girebildiler mi? Ama biz yine Meclis'teyiz. İnşallah Mamak, 31 Mart'ta ben inanıyorum ki destan yazacak. Biz kazanmış olmamıza rağmen bu seçimde aldığımız oyu yeterli görmüyoruz. Sandık sonucunu, 'Daha fazla insanımıza ulaşmamız gerektiği' şeklinde okuyoruz. Önümüzdeki mahalli idareler seçimlerinde inşallah bunu yapacağız. 31 Mart'ta Mamaklı kardeşlerimizle el ele verip eser ve hizmet siyasetini zirveye çıkartacağız" ifadelerini kullandı.
52 KALEM YATIRIMI SİZLERİN HİZMETİNE VERİYORUZ
Erdoğan, eser ve hizmet zincirine bugün yeni halkalar eklediklerini, Mamak Belediyesi'nin kazandırdığı 52 kalem yatırımı, resmen hizmete açtıklarını belirtti. Erdoğan, bu projeler arasında; havuzlar, millet kıraathaneleri, bahçeler, kapalı pazar yerleri, kütüphaneler, anaokulları, gençlik merkezleri bulunduğunu kaydetti. Erdoğan, "'Şu partiye oy verenler belediyenin kapısından giremez' diyen 'ırkçı' ve 'faşist' zihniyetten asla olmadık. Teröre ve şiddete bulaşmadığı, bu millete ihanet etmediği sürece hangi partiye oy verirse versin, herkesi bağrımıza bastık. Ancak 14-28 Mayıs seçimlerinde olduğu gibi siyasi rekabeti siyasi husumete dönüştürmeye çalışanlar var. Tek parti zihniyetinin günümüzde temsilcisi olan CHP yönetimi ırkçılık, ayrımcılık ve bölücülükte yine kendi kötü geçmişiyle yarışıyor. Bunlar lafa gelince sağda solda sürekli ahkam keserler; ama insanlarımızı kökenleri, kılık kıyafetleri üzerinden ayrıştırmadan da duramazlar. Biz daha yakın geçmişinde Çorum olaylarını, Maraş olaylarını yaşamış bir milletiz. Biz Sivas olaylarında çok ciddi provokasyonlara maruz kalmış bir ülkeyiz. Son olarak Gezi hadisesinde sokaklarımızın nasıl karıştırıldığını, milletin nasıl birbirine düşürülmek istendiğini hepimiz hatırlıyoruz. Haftalarca sokaklarımızı terörize ettiler. Belediyeye ait araçları yaktılar. Esnafımızın malına mülküne zarar verdiler. Milletimizin iradesine, geleceğine ve kardeşliğine sahip çıkması sayesinde hamdolsun bu kaos girişiminin önüne geçtik. Hangi inanca mensup olursa olsun 85 milyonu kimsenin bölemeyeceğini, içimizdeki fitne tüccarlarına açık ve net gösterdik. Bu ülkede benzer senaryoların tekrar yaşanmasına izin veremeyiz. Şimdi şunu çok iyi bilmenizi isterim; her kim mezhebi, kimliği üzerinden siyaset yapıyorsa bu ülkenin iyiliğini istemiyor demektir. Her kim bölgecilik yapıyor, insanları etnik kökenine göre ayırıyorsa bu milletin huzurunu istemiyor demektir. Siyasi partiler olarak elbette yarışacağız. Siyasetçiler olarak elbette eleştirilerimizi dile getireceğiz. Ülkemizin ve milletimizin menfaati adına doğru bulmadığımız hususları elbette açık yüreklilikle ifade edeceğiz. Ama bunları yaparken bizi birbirimize düşürerek, aramıza nifak sokmaya çalışanlara karşı daima uyanık olacağız" ifadelerini kullandı.
ANKARA'NIN YAVAŞLIKTAN KURTULMASI GEREKİYOR
Vatandaşlardan AK Parti ve Cumhur İttifakı'na sahip çıkmalarını isteyen Erdoğan, "Son 5 yılda Ankara'nın nasıl bir hizmetsizlik ve esersizlik girdabına düştüğünü sizler çok iyi biliyorsunuz. Havalimanından buralara kadar Allah aşkına yolların asfaltlanması diye bir şey var mı? Nereden nereye geldik? Seçim meydanlarında bol keseden vaat dağıttılar; ama göreve gelince verdikleri sözlerin hiçbirini yerine getirmediler. Kullandıkları 100 milyarlarca liralık devasa bütçelere rağmen ortada örnek gösterebilecekleri hiçbir eserleri, yatırımları yok. 'Proje' diye bahsettikleri işlerin çok daha fazlasını bizim orta çapta bir ilçe belediyemiz bunlardan çok daha iyi zaten yapıyor. Şu anda Ankara'da metro adına yapılan ne varsa hepsi bizim yaptıklarımız. Belediye olarak bunların yaptığı yok. Asfalt dökmemekle, yol, köprü yapmamakla, taş üstüne taş koymamakla övünen bir beceriksiz yönetim var. Elini vicdanına koyan tüm Ankaralı kardeşlerim şu gerçeği kabul edecektir; Ankara bir 5 yıl daha böyle yönetilmeyi kaldıramaz. Ankara bu kadar ihmale, bu kadar yatırımsızlığa tahammül edemez. Ankara'nın yavaşlıktan kurtulması ve bir an önce hızlanması gerekiyor. Trafik başta olmak üzere şehrimizin sorunlarının kördüğüm haline gelmemesi için 31 Mart seçimleri büyük bir fırsattır. Gelin bu fırsatı heba etmeyelim. Gelin Ankara'nın önünde yeni ufuklar açalım, bunun için önümüzdeki 11 günü çok iyi değerlendirmemiz gerekiyor. Kaybedeceklerini anlayanların tahriklerine kapılmadan 11 gün boyunca çok iyi çalışacağız" dedi.
ANKARA BÜYÜKŞEHİR BELEDİYE BAŞKANI ARANIYOR
AK Parti Ankara Büyükşehir Belediye Başkan adayı Turgut Altınok da Mansur Yavaş'ı eleştirerek, "'Kayıp Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı aranıyor' diye ilan vermek lazım. Gezdiğimiz ilçelerde bakıyorum, nüfusu ve bütçesi Ankara Büyükşehir Belediyesi'nden az olan belediye başkanlarımız destan yazmış. ABB Başkanı nerenin belediye başkanı? Ankara’nın sokaklarında gören yok ama Londra'nın sokaklarında görüyorlar. Bu Yavaş'ın çilesi çekilir mi? 5 yıl daha bu çile çekilir mi, Ankaralı hemşerilerim iyi düşünsün" diye konuştu.
DEPREM BÖLGESİNDE TESLİM ETTİĞİMİZ AFET KONUTU SAYISI 76 BİNİ AŞTI
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, şoför esnafı ile iftar programında konuştu. Erdoğan, "Sözlerime başlarken bugün kuzey Irak'ta yürüttüğümüz operasyonda şehit olan bir askerimize Allah'tan rahmet, yaralanan 4 askerimize acil şifalar diliyorum. Bugün yoğun ve yorucu olduğu kadar gerçekten bereketli bir gün geçiriyoruz. İlk olarak AFAD tarafından inşası tamamlanan 30 bini aşkın deprem konutu ve köy evinin anahtar teslim törenini gerçekleştirdik. Kura törenimizle birlikte deprem bölgesinde teslim ettiğimiz afet konutu sayısı 76 bini aştı. Ardından yine canlı bağlantıyla 14 kilometrelik Arnavutköy-İstanbul Havalimanı yeni metro hattının hizmete açılış törenine iştirak ettik. Böylece İstanbul'un toplam raylı sistem uzunluğunu 362 kilometreye çıkardık. Son hattın da devreye girmesiyle birlikte İstanbul'un trafik çilesinin biraz daha azalacağı kanaatindeyim. Akabinde Mamak'ta toplu açılış törenimiz vardı. Mamak Belediyemizin ve bakanlıklarımızın ilçemize kazandırdığı toplam 62 kalem eser, hizmet ve projeyi resmen hizmete açtık. Hem deprem konutlarımızın hem metro hattımızın hem de Mamak'ta hizmete aldığımız yatırımların ülkemize, milletimize ve bu yatırımlardan faydalanacak kardeşlerimize bir kez daha hayırlı olmasını diliyorum" dedi.
OĞUZ ERGE KARDEŞİMİZİ KATLEDEN ALÇAK HESABINI HUKUK ÖNÜNDE VERMİŞTİR
Erdoğan, şoför esnafları ile kendilerinin özel bir dostluğu ve yol arkadaşlığının var olduğunu belirterek, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Siyasete ilk atıldığımız dönemden itibaren sizlerle farklı vesilelerle bir araya geldik, dertleştik, hasbihal ettik. Kimi zaman salon toplantılarında kimi zaman taksi, dolmuş duraklarında kimi zaman trafikte sizlerle hep yakın irtibat halinde olduk. Hangi görevde olursak olalım sizlerin kanaatlerini almaya, sizlere kulak vermeye ihtimam gösterdik. Türkiye'nin nabzını tutarken her zaman sizlerin fikirlerinden istifade ettik. Çünkü şoför esnafı bu kardeşlerimin yaptıkları iş icabı milletimizin aynasıdır. Sizlerin bu ülkeye, bu millete, bu şehre yaptığı hizmetlerin yerini hiçbir şey tutamaz. Kiminiz takside kiminiz minibüste kiminiz otobüste helal rızık peşinde koşuyorsunuz. Her gün sadece Ankara'mızda 100 binlerce hemşehrimizin iş yerine, evine, sevdiklerine güvenle ulaşmasına sizler vesile oluyorsunuz. Her biriniz yılın 365 günü, günün 24 saati faal olan, mesuliyeti gerçekten ağır bir mesleği icra ediyorsunuz. Siyasi hayatı boyunca daima sizlerle beraber yol yürümüş bir kardeşiniz olarak her gün nasıl bir mücadelenin içinde olduğunuzu çok iyi biliyorum. Geçen ay İzmir'de yaşanan menfur hadise taksicilerimizin hangi riskleri göze alarak evlerine ekmek götürmeye çalıştığını göstermiştir. Merhum Oğuz Erge kardeşimizi katleden alçak işlediği cinayetin hesabını hukuk önünde vermiştir."
GÖREVİ TRAFİĞİ HAFİFLETMEK OLANLARIN BECERİKSİZLİKLERİNİ ŞOFÖRLERİMİZE YÜKLEMESİ İŞGÜZARLIKTIR
Erdoğan, şoförleri hedef alan sözlü ve fiili pek çok saldırı haberinin medyaya yansıdığını hatırlatarak, "Dün Keçiören'de bir taksi durağına yapılan saldırıda hakeza benzer bir örnektir. Burada şu hususu ifade etmek durumundayım; bazı münferit örnekler üzerinden şoför esnafı kardeşlerimin itham edildiğini, öteki değiştirildiğini, hatta kimi çevreler tarafından bir nefret objesi haline getirilmeye çalışıldığını üzülerek görüyoruz. Bu asla kabul edilemez bir durumdur. Çok büyük bir grup içindeki birkaç kişinin yaptığı hatanın genele teşmil edilmesini kesinlikle doğru bulmuyoruz. Şoför esnafı kardeşlerime yönelik haksız ithamların, belediye başkanı gibi sorumluluk makamındaki kişilerce yapılması ise çok daha vahimdir. Milletin yetki verdiklerinin görevi suçu başkalarına yıkmak değil sorunları doğru bir şekilde tespit edip, bunlara çözüm üretmektir. Trafik sürekli sıkışıyor, bir yerden bir yere gitmek sorun oluyorsa; şoför kardeşlerim burada suçlu değil bilakis mağdur konumundadır. Ankara ve İstanbul başta olmak üzere büyükşehirlerimiz özellikle artan trafik keşmekeşinden şoför esnafı kardeşlerim herkesten daha çok etkileniyor. Çünkü bizler yolları sadece ihtiyaç duyduğumuz zaman kullanıyoruz. Ama şoför kardeşlerim günün 24 saati çalışıyor. Hal böyleyken görevi yol yaparak, asfalt dökerek, tünel kavşak alt geçit inşa ederek, metro ve tramvay hatları açarak trafiği hafifletmek olanların kendi beceriksizliklerinin vebalini şoförlerimize yüklemesi işgüzarlıktır" diye konuştu.
PLAKALARA DAİR MÜLKİYET SORUNLARIYLA İLGİLİ MAĞDURİYETLERİ GİDERECEĞİZ
Erdoğan, konuşmasının devamında siyasi hayatları boyunca şoförlere hiçbir zaman bu şekilde davranmadıklarını ve onlara hep değer verdiklerine işaret ederek, şöyle dedi:
"Enerjimizi ve kapasitemizi bahane aramak için değil sorunları çözmek için kullandık. Ne dedik; 'yol medeniyettir' düsturuyla gece gündüz çalışarak ülkemizi ulaştırma alanında dünyada parmakla gösterilen bir yere taşıdık. Bölünmüş yol uzunluğumuzu 6 bin 100 kilometreden 29 bin 373 kilometreye, otoyol uzunluğumuzu bin 714 kilometreden bin 726 kilometreye, köprü ve viyadük uzunluğumuzu 311 kilometreden 774 kilometreye, karayolu tünel sayımızı 83'ten 495 adete çıkartarak ulaştırma alanında büyük bir dönüşüme imza attık. Daha burada saymaya kalksak saatler sürecek yatırımları milletimizle birlikte özellikle şoför esnafı kardeşlerimizin istifadesine sunduk. Sizler gerek şehir içinde gerekse şehirlerarası seyahatlerinizde ülkemizi nereden nereye getirdiğimizi gayet iyi biliyorsunuz. İnşallah bundan sonra aynı azim ve kararlılıkla yolumuza devam edeceğiz. Meclisin açılması ile birlikte dolmuş ve minibüs esnafımızın plakalarına dair mülkiyet sorunlarıyla ilgili mağduriyetleri inşallah gidereceğiz. Aynı düzenlemede şehir içinde faaliyet gösteren halk otobüsü esnafımızın hat tahsis süreleri ile faaliyetlerine devam edebilme haklarını da korumaya alacağız. Ulaştırma ve Çevre Bakanlığımız gerekli mevzuat hazırlıklarını yaptı, seçimlerden sonra parlamentomuzun takdirine sunuyoruz."
Erdoğan, eser ve hizmet siyaseti yolunda emin adımlarla yürüdüklerini belirterek, "Asfalt dökmemekle, yol-köprü yapmamakla, övünenlere hak ettikleri cevabı 31 Mart'ta vereceğinize inanıyorum. Ulaştırma projelerini devam ettirmek yerine üzerine hafriyat dökenleri siyaset arşivinin tozlu raflarına havale edeceğinizden şüphe duymuyorum. Kendi şahsi reklamlarına verdikleri önemi şehirlerimizin trafik ve deprem sorunlarına vermeyenleri sandığa gömmenizi bekliyorum. Biz büyükşehirde Turgut Altınok kardeşim ve ilçelerdeki adaylarımızla eser ve hizmet siyaseti yolunda emin adımlarla yürümeyi sürdüreceğiz. Cumhurbaşkanı olarak tüm belediye başkanlarımızla el ele verecek ve başta İstanbul olmak üzere Ankara'mızı bir başkente yakışır şekilde hal almasını inşallah sağlayacağız. Rabbim yolunuzu açık, kazancınızı her daim bereketli eylesin diyorum.
BAYRAM TATİLİ 9 GÜN
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasının son bölümünde Ramazan Bayramı tatil süresini 9 gün olarak açıklayarak, şöyle konuştu:
“Sözlerimi bitirmeden önce kamu çalışanlarımızın 10 Nisan 2024 tarihinde başlayacak Ramazan Bayramı öncesindeki 1,5 günlük sürede idari izinli sayılacakları kararımızı kamuoyumuzla paylaşmak istiyorum. Böylece salı günkü yarım günü ve pazartesi gününü bayram tatiline ekleyerek kamu çalışanlarımıza 9 günlük rahatça değerlendirebilecekleri bir vakit verdik. Genel olarak özel sektörümüzün de böyle bir yaklaşıma sahip olduğunu biliyoruz. Ramazan Bayramınızı şimdiden tebrik ediyor ve 1,5 günlük idari izin kararımızın hayırlı olmasını diliyorum."