Savcılıktan Net Tavır: "Ceylan Azmettiricidir"
Savcılık, mütalaasında Mustafa Erdem Ceylan’ın nitelikli yağma suçunun azmettiricisi olduğunu vurguladı. Ceylan’ın, müşteki Muhammed Tayyar Türkeş’i tehdit ederek Ceylan Hastanesi’ndeki hisselerini devretmeye zorladığı ve örgütle bağlantılı olarak hareket ettiği ifade edildi.
Mütalaada şu ifadeler dikkat çekti:
“Şüpheli Mustafa Erdem Ceylan’ın, sanıklarla birlikte hareket ederek müştekiyi baskı altına almaya çalıştığı, örgütün hazırladığı planın uygulanmasında aktif rol aldığı, müştekinin iradesini etkileyerek malvarlığına yönelik haksız menfaat teminini sağlamak üzere diğer sanıkları yönlendirdiği anlaşılmıştır.”
Muhammed Tayyar Türkeş: Hedefteki Mağdur
Davanın müştekisi Muhammed Tayyar Türkeş, Ceylan Hastanesi’nin yüzde 50 ortağıydı. Ancak savcılığa göre, suç örgütü Türkeş’i önce tehdit etti, sonra fiili baskı kurarak hastaneyi ele geçirmeye çalıştı. Mütalaada, Türkeş’in can güvenliğini sağlayamayarak Bosna Hersek’e gitmek zorunda kaldığı belirtildi.
Tape kayıtlarında geçen “Tayyar’ın adamlarını dışarı attık”, “hastane artık bizde” ifadeleri, örgütün zorla el koyma planının ne kadar sistematik olduğunu ortaya koydu.
Örgüt Lideri: Bülent Çetkin
Savcılık, Bülent Çetkin'i suç örgütünün kurucusu ve lideri olarak tanımladı. Mütalaaya göre, Çetkin dört ayrı olayda doğrudan talimatlar vererek örgütü yönetti. Özellikle 26 Aralık 2023 tarihindeki Ceylan Hastanesi baskınında doğrudan yer aldı, hastane yönetimine el koydu, güvenlik görevlileriyle tartıştı, silahlı kişilerle hastane içinde baskı ortamı oluşturdu.
Savcılık bu kapsamda Çetkin hakkında:
TCK 220/1 uyarınca örgüt kurmak ve yönetmek,
TCK 149/1 ve 35-37. maddeler uyarınca nitelikli yağma ve teşebbüs, suçlarından mahkumiyet talep etti.
“Sözde Danışman, Fiili Azmettirici”: Mustafa Erdem Ceylan’ın Rolü
Mütalaaya göre, Ceylan kendisini "arabulucu" ya da "danışman" gibi lanse etmiş olsa da, aslında olayların azmettiricisi olarak hareket etti. Savcılık, Ceylan’ın müştekiyle yapılan sözde uzlaştırma görüşmelerinde bile örgütün çıkarları doğrultusunda hareket ettiğini, hastane baskınının arifesinde psikolojik baskı kurduğunu belirtti.
Savcı şu değerlendirmeye yer verdi:
“Mustafa Erdem Ceylan, örgütün eylem planına uygun şekilde müştekiyle temasa geçmiş, onu yıldırmaya yönelik söylem ve tavırlarıyla fiilen azmettirici konumunda hareket etmiştir.”
Mütalaanın Sonuç Talebi
Savcılık, şu sanıklar hakkında ceza istedi:
Bülent Çetkin için: Örgüt kurmak ve yönetmek, yağma, azmettirme ve fiili katılım.
Mustafa Erdem Ceylan için: Nitelikli yağma suçuna azmettirme.
Diğer sanıklar için: Örgüt üyeliği, fiili yağma ve tehdit.
Mütalaanın sonuç bölümünde, bu fiillerin "örgütsel bir yapı dahilinde, çok sayıda kişiyle birlikte, planlı ve cebir-tehdit içeren yöntemlerle" işlendiği vurgulandı. Örgütün, toplumda korku yaratabilecek bir niteliğe sahip olduğu ve bu nedenle cezaların caydırıcı olması gerektiği belirtildi.
Mahkemede Son Viraj
Mahkeme heyeti, sanık savunmalarının ardından karar aşamasına geçecek. Başta Ceylan ve Çetkin olmak üzere birçok sanığın yargılandığı bu dava, hem kamuoyunda hem de hukuk çevrelerinde büyük yankı uyandırmaya devam ediyor.
Toplumda Güven Krizi Yaratabilecek Dava
Savcılığın mütalaasında, olayların sadece bir ticari anlaşmazlık değil, toplumda “malvarlığı güvenliği” ve “hukukun üstünlüğü” kavramlarını tehdit eden bir örgütlü suç yapısı olduğu net şekilde vurgulandı.
Savcı, cezaların caydırıcı nitelikte olması gerektiğini belirtti ve şu ifadeyi kullandı:
“Bu eylemler, bireysel değil organize bir suç yapılanmasıdır. Cezasız kalması halinde toplumda hukuk dışı yöntemlerin yaygınlaşmasına neden olacaktır.”
Bir Sonraki Duruşmada Gözler Çetkin ve Ceylan’da Olacak
Sanıklar hakkında verilecek karar, sadece bu dosya açısından değil, Türkiye'deki benzer ticari ve örgütlü suç davaları için de emsal teşkil edecek nitelikte. Özellikle Bülent Çetkin’in örgüt liderliği ve Mustafa Erdem Ceylan’ın azmettirici rolü, yargının bu tür yapılara karşı nasıl bir tutum takınacağını göstermesi açısından yakından izleniyor.