Geyikler yaprak ot palamut vs yer. Çok iyi yüzerler. Bir çok geyik nehirleri gölleri yüzerek geçer. Sonbahar geyiklerin çiftleşme zamanıdır...
Şimdi neden bahsettiğimi merak ediyor, konu nereden nereye gelecek diyorsanız, biraz sabredin. Çünkü amacımız nesli tükenen geyiklerle geyik yapmak değil. Amacımız geyik yapmak değil. Bizi bu geyikler de ilgilendirmiyor. Bizi nesli 20 yıl önce gün yüzüne çıkan Bursa’daki ‘BOZ’ geyikler ilgilendiriyor. Bizim BOZ geyik, bugün yediği kaba pisleyen bir geyiğin doğduğu yeri kasıtlı yanlış yazmasıyla NİLÜFER’de dünyaya geldi. Ve geyiklerin ömrü 10 yıl olmasına rağmen BOZ geyikler 20 yıldır hayatını sürdürüyor. Tabi ki soracaksınız bu geyik beton yığını içince park alanlarında bile yükselen AVM’lerin içindeki NİLÜFER’de nasıl besleniyor. İşte yazının da can alıcı tarafına başlıyoruz. Önce SAYGIN bir kent içinde doğan sonra DOĞUŞPARK’ta çıraklık dönemine başlayan bu BOZ geyik, etrafında da kendini besleyenlerle her geçen gün büyüdü. Etrafında ÇELİK gibi bir koruma olunca BOZ geyiğin büyümesinden kimse rahatsız olmadı. Hatta rahatsız olmak bir tarafa BOZ geyiğimiz yemesi gerekenleri kendi cinsinden olmasa da NİLÜFER’de otlamak isteyenlerle paylaştı. Kahramanımızın tozpembe hayatı herkesi büyüledi. Büyülemesi sizce normal değil mi? BOZ geyik her istediğini yapıyor kurallara aykırı davranışı ÇELİK kalkanı ile korunuyordu.
Böyle olunca BOZ geyik kendine düşman olanları bile etrafına topladı. Dedik ya, ne de olsa etrafındaki ÇELİK'LER onu kolluyordu. Gel zaman git zaman bizim BOZ geyik, saraylarda bile yaşayanları imrendirecek bir görüntüye sahip olunca, 2 yılda çıkması gereken boynuzları ortaya döküldü. Hatta sayıları artan BOZ geyikler sıradanlaşan hayatlarını renklendirmek için SWİNGER’e takılmaya başladı. Eşini bile kıskanmaz hale geldi. Hatta öyle coştu ki yaşadığı ülkenin dışında kendini eğlendirecek arkadaşlar buldu. Gittiğini geldiğini kimse anlamasın diye de, arkadaşının yaşadığı yeri kendi bulunduğu yerle kardeş yaptı.
Baktı herkes hayatından memnun kendine de bağlılıklarını bildirenlere örnek oldu. SWİNGER yetmeyenlerde kendi cinsleriyle takılmaya başladı. Hatta kendine bağlananları farklı renk kuşakları arasında bir dünya vaat etti.
Günler böyle gelip geçerken, Nilüfer’deki alan kendine dar gelince, bulunduğu yerin kentine doğru açılmayı hayal etti. Önce kartlaştığı belli olmasın diye, boynuzlarını kesti. BOZ geyiğimiz kimse uyanmasın diye herkes gibi sıradan yaşantılı yeni bir eş aldı. Sonra da namı her yere yayılan yavrusunu boynuzu olmayan bir geyik ile evlendirdi.
Ne de olsa, ne kadar açılırsa açılsın, bizim BOZ geyik, biriktirdiklerinin onu otlayacağı alana taşıyacağına inanıyordu. Ama o inanıyordu da, yaşadığı ülkenin gerçek sahipleri BOZ geyiğimizin yaptıklarını bir bir not almışlardı. Şimdi BOZ geyiğimizin sırları yeni hikayelerimizin konusu olacak.
Kalın sağlıcakla..