Bir turnusol döneminden geçerken

Seçimlerin ardından siyaset arenası yeni bir partiyi beklerken gözler arada sırada ortaya çıkıp demokratik güzellemeler yapıp sonra da geriye çekilen oyuncularda. Bunların ortak özelliği gayrı milli oldukları halde yerli lisansıyla rahatlıkla oynayabilmeleridir.

Siyasetten tutun hayatın bütün alanında yerli lisansıyla oynayan bu oyuncular aslında ülkemiz için hiç de yabancı değil. Bizans entrika kültürü ile Ortadoğu şark kurnazlığının harmanlandığı bu topraklarda tarih kara harflerle hep bunları, dava arkadaşlarını sırtından bıçaklayanları yazar.

Gayrı milli unsurların sicilleri ve yaptıkları ortadayken parti değiştirdikten, davalarından vazgeçtikten sonra ülkemiz için ne kadar faydalı olacakları da ayrı bir muamma. Siyaset kirli bir turnusol döneminden geçerken Anadolu’da güzel bir söz vardır; çınarın altında çınar bitmez. Hem gönül dostu Mevlana ne diyor; “O DAĞA BİR KUŞ KONDU, SONRA DA UÇUP GİTTİ. BAK DA GÖR O DAĞDA NE BİR FAZLALIK VAR NE DE BİR EKSİLME.”

Bir yandan bunları düşünüp diğer yandan eski defterleri karıştırırken Moskova’da enerji işi yapan güzide bir Türk şirketinin başına gelenler ve bu şirketin karşılaştığı sorunun çözümünde büyük bir başarı gösteren kişiye yollanan teşekkür mektubu elime geçti. Mektuba konu olayları buraya yazsam sayfalar yetmez. Kimileri kuru bir teşekkür mektubu alırken kimileri de kiralık yatlarla adaları dolaşmış...

Olayla ilgili o tarihte Bursa’da faktoring işiyle uğraşan M.M., Kayserili tekstilci işadamı S.K., Hidiv Kasrındaki yemekte hazır olan eski bir bakan ve Bursa’da faaliyet gösteren bir vakfın başkanı M.B.’nin dili olsa da konuşsa. Gerçi bu kişilerin haksızlık karşısında konuştukları pek de görülmüş bir şey değil. Bu kişilerin, bu konuyu bilen bir de büyük abisi var. Kim olduğunu merak ediyorsanız birazcık ipucu vereyim. Dava ve yol arkadaşına terbiyesizlik edildiğinde bıyık altından gülen adam desem hemen hatırlayacaksınız.

Neyse kafanızı çok karıştırmayayım, kimsenin yaptığı yanına kar kalmaz ve daha geniş bir zamanda avukatlarımla paylaştığım üzere konuyu belgeleriyle birlikte yayınlarız.

Ankara’da kapalı kapılar ardında tansiyon her dakika artarken, Akdeniz’de sular ısınırken Sayın Dr.Devlet Bahçeli’nin ; “Hiç kimse samanlıkta iğne aramasın, orasını burasını oynatmasın, herkes dilinin ayarına dikkat etsin, Çılgın Türklerin yaptıkları, yapacaklarının teminatıdır.” açıklaması dosta düşmana mesaj niteliğindeydi. Umarım anlarlar!

Şimdi her zamankinden çok birlik olma zamanı ve gönül dostu Mevlana’nın söylediği gibi “İKİ KUŞUN KANADINI BAĞLASAN DÖRT KANADI OLUR AMA UÇAMAZ ZİRA ARALARINDA İKİLİK VARDIR.”

Bir sonraki yazımız Sayın Cumhurbaşkanımızın çok önemsediği yerli otomobil projesinin içinde gözüküp dışında olanlar…

Kalın sağlıcakla.