Gündem

10. Yargı Paketinin tam metni belli oldu

www.memur365.com haber sitesinde çıkan habere göre; Son dakika haberi geldi ve 10. Yargı Paketi meclise sunuldu. İşte düzenleme detayları.

Son dakika: İnfaz düzenlemesini de içeren 10. Yargı Paketi meclise geldi.

Son dakika haberi geldi ve Türkiye Büyük Millet Meclisi Adalet Komisyonu'na gelen düzenlemeye baktığımızda infazda ve sonrasında önemli düzenlemeler yapıldığı görülüyor.

Noterlik Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'ne göz attığımızda teklifin özetinin şu şekilde olduğu görülüyor:

"Teklif ile; sigortalı olarak çalışmanın avukatlık stajına engel teşkil etmemesi, kamu görevi ifa edenlerin avukatlık stajı yapabilmesine yönelik usullerin belirlenmesi, noterlik kurumunun işleyişine yönelik düzenlemeler yapılması, Danıştay, Yargıtay, Sayıştay ve Adalet Bakanlığı kadrolarına ilişkin kadro cetvellerinin düzenlenmesi, Türk Medeni Kanunu kapsamında adın değiştirilmesi halinde ilan şekli ve usulünün belirlenmesi, boşanma davasının reddedildiği tarihten itibaren bir yıl geçtikten sonra eşlerden birinin talebi üzerine boşanmaya karar verilmesi, Devletin güvenliği veya siyasal yararları aleyhine yabancı bir devlet veya organizasyon talimatıyla işlenen fiillerin suç olarak tanımlanarak yaptırıma bağlanması, ceza muhakemesi kapsamında ek savunmaya ilişkin bildirimlerin sanığa da yapılması ve devlet üniversitelerinin de cinsel suç mağdurlarına yönelik hizmet veren kurumlar kurabilmesine olanak sağlanması, açık ve kapalı ceza infaz kurumları ile çocuk eğitimevlerindeki hükümlü ve tutukluların örgün ve yaygın eğitim kurumlarından yararlanma haklarının kapsamının genişletilmesi, bölge adliye mahkemelerindeki Cumhuriyet başsavcıvekilinin Hakimler ve Savcılar Kurumu tarafından atanması ile ihtiyaç halinde buralara birden fazla Cumhuriyet başsavcıvekili atanabilmesi, esnaf ve sanatkârlar meslek kuruluşlarının genel kurullarının üyelerin dörtte biri tarafından olağanüstü toplantıya çağrılabilmesi hususlarında düzenleme yapılması amaçlanmaktadır."

Kanun teklifinin tam metni ise şu şekilde:

GENEL GEREKÇE

Hukuki güvenlik, hukuk devletinin temel ilkelerinden biridir. Hukuki uyuşmazlıkların önlenmesi, hukuki uyuşmazlıkların çözümünden daha büyük bir öneme sahiptir. Bu amaçla ihdas edilen kurumlardan biri de noterliklerdir. Noterler, hukuki işlem güvenliğinin sağlanması ve anlaşmazlıkların önlenmesi amacıyla önemli bir görev ifa etmektedir. Bu sebeple noterlerin yaptıkları iş kamu hizmeti sayılmaktadır. Günümüzde değişen ekonomik ve sosyal koşullar ile teknolojik ilerlemeler dikkate alınarak noterlik müessesesinin daha iyi işleyebilmesi ve noterliklerde işlem yapacak kişilerin daha kolay işlem yapabilmesi bakımından bazı düzenlemelere ihtiyaç duyulmaktadır. Noterlik bir kamu hizmeti olmakla birlikte serbest meslek olarak icra edilmekte ve verilen hizmet karşılığında ücret, vergi ve harç alınmaktadır. Bu kapsamda Teklifle, noterliklerde alınacak ücret ve diğer masrafların banka ve kredi kartı gibi araçlarla ödenebilmesi imkânı getirilmektedir. Noterlerin çalışma gün ve saatlerinin belirlenmesi, noterliklerde yapılan işlemler ve düzenlenen kâğıtlar sebebiyle ödenmesi gereken vergi, resim, harç, değerli kâğıt bedelleri, noterlik ücretleri ve diğer işlem giderlerinin tahsili, noterlerin verecekleri beyannamelerin süresi ile el yazısıyla imzalanarak hazırlanan noterlik işlemlerinin güvenli elektronik imzayla bilişim sistemine kaydedilebilmesi gibi farklı konularda düzenleme yapmak suretiyle noterlik kurumunun işleyişinin kolaylaştırılması amaçlanmaktadır.

Anayasa Mahkemesi tarafından ad ve soyadın mahkeme kararıyla değiştirildiğine dair ilanın kapsam ve usulünün belirli olmaması ve ortak hayatın yeniden kurulamaması nedeniyle boşanma davası açabilmek için geçmesi gereken sürenin uzun olması nedeniyle 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun ilgili hükümleri Anayasaya aykırı bulunarak iptal edilmiştir. Yine Anayasa Mahkemesince bazı kanunların ve Cumhurbaşkanlığı kararnamelerinin bir kısım hükümleri Anayasaya aykırı bulunarak iptal edilmiştir. Bu kararların oluşturacağı hukuki boşluğun doldurulması ve uygulamada yaşanabilecek tereddütlerin giderilmesi amacıyla düzenlemeler yapılmaktadır. Aynı kapsamda yargı mensuplarına ilişkin kadrolar da kanunla düzenlenmektedir.

5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 226 ncı maddesinin dördüncü fıkrasında değişiklik yapmak suretiyle, savunma hakkının daha da güçlendirilmesi amacıyla suçun niteliğinin değişmesi durumunda, ek savunmaya ilişkin bildirimlerin sanığa da yapılması sağlanmaktadır. Yine Teklifle, cinsel suç mağdurlarına yönelik hizmet veren merkezlerin devlet üniversiteleri tarafından da kurulabilmesine imkân tanınmaktadır

Casusluk eylemleriyle daha etkin mücadele edilebilmesi amacıyla Türk Ceza Kanununda yeni bir suç ihdas edilmektedir. Yapılması öngörülen düzenlemeyle. Devletin güvenliği ile iç veya dış siyasal yararları aleyhine yabancı bir devlet veya organizasyonun stratejik çıkarları veya talimatı doğrultusunda suç işlenmesi yaptırıma bağlanmaktadır

5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanunun 76 ncı maddesinde yapılan düzenlemeyle, kapalı ve açık ceza infaz kurumlan ile çocuk eğitimevlerinde bulunan hükümlü ve tutukluların örgün ve yaygın öğretimden yararlanma hakkının kapsamı genişletilmektedir.

Bölge adliye malıkemesindeki en kıdemli Cumhuriyet savcısının Cumhuriyet başsavcıvekili olarak görev yapmasına son verilerek. Cumhuriyet başsavcıvekilinin Hâkimler ve Savcılar Kurulu tarafından atanması öngörülmektedir. İhtiyaç duyulan bölge adliye malıkemelerinde birden fazla Cumhuriyet başsavcıvekili atanmasına imkân tanınmaktadır.

MADDE GEREKÇELERİ

MADDE 1- Maddeyle, 1136 sayılı Avukatlık Kanununun 16 ncı maddesinin ikinci
fıkrasında değişiklik yapılmaktadır.
Anayasa MahJcemesinin 23/1/2024 tarihli ve E: 2023/63, K: 2024/15 sayılı kararıyla,
Avukatlık Kanununun 16 ncı maddesinin ikinci fıkrasının üçüncü ve dördüncü cümleleri iptal
edilmiş ve iptal kararının Resmî Gazete'de yayımlanmasından başlayarak dokuz ay sonra
yürürlüğe girmesine karar verilmiştir. Söz konusu iptal karan, 4/4/2024 tarihli ve 32510 sayılı
Resmî Gazete'de yayımlanmıştır.
Anayasa Mahkemesi iptal kararının gerekçesinde, kamu kurum ve kuruluşlarının
kadro veya pozisyonlarmda görev yapanların görevleri sırasında avukatlık stajı yapabilmeleri
bakımından ilgili birimlerce gereken kolaylığın sağlanacağına ilişkin kuralın, avukatlık stajı
yapacak personele ilgili birimlerce nasıl bir kolaylık sağlanacağına ilişkin yol gösterici
nitelikte bir düzenleme içermediği, farklı uygulamalara neden olabilecek nitelikte olduğu,
belirlilik ve hukuk devleti ilkeleriyle bağdaşmadığı; Adalet Bakanlığının kendi hiyerarşisi
altında bulunmayan birimleri de bağlayıcı nitelikte yönetmelik çıkarma yetkisiyle
donatılmasının Anayasaya aykırı olduğunu belirtmiştir.
Maddede yapılan değişiklikle, adli ve idari yargı hâkim ve savcı adayları veya
yardımcıları ile hâkim ve savcılar hariç olmak üzere, kamu kurum ve kuruluşlarının kadro
veya pozisyonlarında görev yapanların, görev yerleri saklı kalmak kaydıyla stajın
mahkemelerde yapılan ilk altı aylık döneminde aylıksız veya ücretsiz izinli olarak avukatlık
stajı yapabilecekleri, aynca bu dönemde talepleri halinde yıllık izinlerini de kullanabilecekleri
hüküm altına alınmaktadır. Avukat yanında yapılacak ikinci altı aylık staj sürecinde ise kamu
kurum ve kuruluşlarınca, avukatlık stajı yapan kamu görevlisinin ifa ettiği kamu görevini
aksatmayacak şekilde, çalışma saatleri ile izin dönemleri ve sürelerinin düzenlenebileceği
ancak ifa edilen kamu görevinin niteliğinden dolayı aynı anda staj yapılması, kamu görevinde
aksamaya neden olacaksa avukat yanında yapılan staj sürecinde de ilgiliye aylıksız veya
ücretsiz izin verilebileceği belirtilmektedir. Öte yandan, memur kadrolarına geçiş hakkı
bulunan sözleşmeli personelin ancak memur kadrosuna geçiş hakkı kazandıktan sonra bu
fıkrada belirtilen hükümlerden yararlanarak avukatlık stajı yapabileceği hüküm altına
alınmaktadır. Memur kadrosuna geçiş hakkı bulunmayan diğer sözleşmeli personelin ise bu
fıkra hükümlerinden yararlanabilmeleri için ayrıca beklemeleri gereken bir süre
bulunmamaktadır.
Aynca maddeyle, bu fıkrada belirtilen aylıksız veya ücretsiz izinlerin başka bir
mevzuatta yer alan sınırlamalara tabi olmadığı açıkça düzenlenerek, bu hususta doğabilecek
tereddütlerin önlenmesi amaçlanmıştır. Son olarak kamu kurum ve kuruluşlarının kadro veya
pozisyonlarında görev yapanların staj döneminde izinlerini kullanabilecekleri dönemler ve
süreler ile çalışma saatlerinin düzenlenmesine ilişkin usul ve esasların Cumhurbaşkanlığınca
çıkarılan yönetmelikle belirleneceği düzenlenmektedir.

MADDE 2- Maddeyle, 1136 sayılı Kanuna geçici bir madde eklenmektedir.
Düzenlemeyle, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce avukatlık stajına başlamış
olanların avukatlık stajlannı 1136 sayılı Kanunun 16 ncı maddesinde yapılan değişiklikten
önceki hükümlere göre tamamlayacaklarına ilişkin geçiş hükmü sevk edilmektedir. Hükümle,
maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce staja başlamış olanlar bakımından doğabilecek
tereddütlerin giderilmesi ve hak kayıplarının önlenmesi amaçlanmaktadır.

MADDE 3- Maddeyle, 1512 sayılı Noterlik Kanununun 52 nci maddesinde değişiklik
yapılmaktadır. Hükümle, noterlerin tatil gün ve saatlerinde çalışmasına ilişkin usul ve
esasların yönetmelikle belirlenmesi amaçlanmaktadır.

MADDE 4- Maddeyle, 1512 sayılı Kanunun 112 nci maddesinin dördüncü fıkrasında
değişiklik yapılmaktadır. Hükümle, noterlik ücret tarifesinde gerekli görülecek değişikliklerin
her yıl Mart ayı yerine, her takvim yılı başından geçerli olmak üzere yapılacağı hükme
bağlanmaktadır.

MADDE 5- Maddeyle, 1512 sayılı Kanunun 118 inci maddesine fıkra eklenmektedir.
Hükümle, noterliklerde yapılan işlemler sebebiyle ödenmesi gereken vergi, resim, harç ve
değerli kâğıt bedelleri, noterlik ücretleri ile diğer işlem giderlerinin nakit olarak tahsil
edilebilmesinin yanı sıra banka kartı, kredi kartı ve benzeri kartlar kullanılmak suretiyle tahsil
edilebilmesine imkân tanınmaktadır

MADDE 6- Maddeyle, 1512 sayılı Kanunun 119 uncu maddesinin ikinci fıkrasında
değişiklik yapılmaktadır. Düzenlemeyle, noterlerin vergi, resim ve harçlar ile değerli kâğıt
bedellerine ilişkin beyanname verme usulü sadeleştirilmektedir. Buna göre bir önceki aya ait
beyannameler, her ayın ilk beş iş günü içinde hazırlanacak ve aynı süre içinde ilgili dairelere
verilecektir.

MADDE 7- Maddeyle, 1512 sayılı Kanunun 189 uncu maddesine fıkra eklenmektedir.
Düzenlemeyle, araç sicil ve tescil sisteminde yer alan bilgilerin kişi ve kurumlarla
paylaşılması karşılığında sorgu veya dönen kayıt başına Türkiye Noterler Birliğince işlem
katılım payı alınması sağlanmaktadır. Böylelikle hizmetin daha etkin ve sağlıklı verilebilmesi
amaçlanmaktadır.
Belirtmek gerekir ki araç tescil sistemindeki verilere herkes ulaşamamaktadır. Bu
veriler Türkiye Noterler Birliği tarafından Emniyet Genel Müdürlüğünün uygun görüşü
alınarak yapılacak protokoller kapsamında paylaşılabilmektedir.

MADDE 8- Maddeyle, 1512 sayılı Kanunun 198/A maddesinin ikinci fıkrasında
değişiklik yapılmaktadır. Hükümle, el yazısıyla imzalanarak hazırlanan noterlik işlemlerinin
güvenli elektronik imzayla bilişim sistemine kaydedilebilmesi ve bu işlemlerin kapsamının
yönetmelikle belirlenebilmesi hususunda düzenlenme yapılmaktadır.

MADDE 9- Anayasa Malıkemesi, 4/5/2023 tarihli ve E: 2022/36; K: 2023/84 sayılı,
28/9/2023 tarihli ve E: 2022/139; K: 2023/158 sayılı ve 8/11/2023 tarihli ve E; 2020/65; K:
2023/187 sayılı kararlanyla idari görevlerde çalışanlar dâhil olmak üzere hâkim ve savcıların
kadrolarının kanunla düzenlenmesi gerektiğini ifade ederek söz konusu kadroları ihdas eden
Cumhurbaşkanlığı Kararnamelerini iptal etmiştir.
Maddeyle, Danıştay Başkanlığı kadrolanmn kanunla düzenlenmesi amacıyla 2575
sayılı Danıştay Kanununa yeni bir madde eklenmektedir.

MADDE 10- Anayasa Mahkemesi, 4/5/2023 tarihli ve E: 2022/36; K; 2023/84 sayılı,
28/9/2023 tarihli ve E; 2022/139; K: 2023/158 sayılı ve 8/11/2023 tarihli ve E: 2020/65; K:
2023/187 sayılı kararlarıyla idari görevlerde çalışanlar dâhil olmak üzere hâkim ve savcıların
kadrolarının kanunla düzenlenmesi gerektiğini ifade ederek söz konusu kadroları ihdas eden
Cumhurbaşkanlığı Kararnamelerini iptal etmiştir.
Maddeyle, Yargıtay Başkanlığı kadrolarının kanunla düzenlenmesi amacıyla 2797
sayılı Yargıtay Kanununa yeni bir madde eklenmektedir.

MADDE 11- Anayasa Mahkemesi, 4/5/2023 tarihli ve E: 2022/36; K: 2023/84 sayılı,
28/9/2023 tarihli ve E: 2022/139; K: 2023/158 sayılı ve 8/11/2023 tarihli ve E: 2020/65; K:
2023/187 sayılı kararlarıyla idari görevlerde çalışanlar dâhil olmak üzere hâkim ve savcıların
kadrolarının kanunla düzenlenmesi gerektiğini ifade ederek söz konusu kadroları ihdas eden
Cumhurbaşkanlığı Kararnamelerini iptal etmiştir.
Maddeyle, kadro ihtiyacı dikkate alınarak, hâkim ve savcı kadrolarının kanunla
düzenlenmesi amacıyla 2802 sayılı Hakimler ve Savcılar Kanununa yeni bir madde
eklenmektedir.

MADDE 12- Maddeyle, 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 27 nci maddesinin
ikinci fıkrasında değişiklik yapılmaktadır.
Anayasa Mahkemesinin 22/2/2024 tarihli ve E: 2023/34; K: 2024/60 sayılı kararıyla,
Türk Medeni Kanununun 27 nci maddesinin ikinci fıkrasında yer alan "... ve ilân..." ibaresi
iptal edilmiş ve iptal kararının Resmî Gazete'de yayımlanmasından başlayarak dokuz ay sonra
yürürlüğe girmesine karar verilmiştir. Söz konusu iptal kararı, 16/5/2024 tarihli ve 32548
sayılı Resmî Gazete'de yayımlanmıştır.
İptal kararında, söz konusu düzenlemede ilanın kapsammın ne olacağının, kişisel veri
niteliğindeki hangi bilgilere yer verileceğinin, ilanın şekli ve usulü konusunda herhangi bir
hülonün bulunmamasının Anayasanın 13 ve 20 nci maddelerine aykırı olduğu belirtilmiştir.
Yapılan düzenlemeyle, adın değiştirilmesine ilişkin kararın Basın İlan Kurumunun
internet portalında ilan edileceği ve hangi bilgilerin bu ilanda yer alacağı açıkça
belirtilmektedir

MADDE 13- Maddeyle, 4721 sayılı Kanunun 166 ncı maddesinin dördüncü fıkrasında
değişiklik yapılmaktadır.
Anayasa Mahkemesinin 22/2/2024 tarihli ve E: 2023/116; K: 2024/56 sayılı kararıyla,
Türk Medeni Kanununun 166 ncı maddesinin dördüncü fıkrası iptal edilmiş ve iptal kararının
Resmî Gazete'de yayımlanmasından başlayarak dokuz ay sonra yürürlüğe girmesine karar
verilmiştir. Söz konusu iptal kararı, 19/4/2024 tarihli ve 32522 sayılı Resmî Gazete'de
yayımlanmıştır.
Anayasa Mahkemesi tarafından, boşanma kararı verilebilmesi için kuralda öngörülen
süreç bir bütün olarak değerlendirildiğinde ortak hayatın yeniden kurulamadığı hâllerde
makul olmayan bir süre boyunca ilgililerin boşanma kararı elde etmelerine imkân
tanınmadığı, kuralın bu haliyle özel hayata ve aile hayatına saygı gösterilmesini isteme hakkı
ile aile kurumunu koruma amacı arasında makul bir denge sağlamayarak orantılılık alt ilkesi
yönünden ölçülülük ilkesini ihlal ettiği sonucuna varılmıştır.
Değişiklikle, boşanma sebeplerinden herhangi biriyle açılmış bulunan davanın reddine
karar verilmesi durumunda ortak hayatın yeniden kurulamaması nedeniyle evlilik birliğinin
temelinden sarsılmış sayılmasına ilişkin karinenin ne kadar süre sonra işletilebileceği hususu
düzenlenmektedir. Buna göre, boşanma sebeplerinden herhangi biriyle açılmış bulunan
davanın reddine karar verilmesi ve bu kararın kesinleştiği tarihten başlayarak bir yıl geçmesi
hâlinde, her ne sebeple olursa olsun ortak hayat yeniden kurulamamışsa evlilik birliği
temelden sarsılmış sayılacak ve eşlerden birinin istemi üzerine boşanmaya karar verilecektir.

MADDE 14- Maddeyle, 5235 sayılı Adlî Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge
Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanunun 30 uncu maddesinde
değişiklik yapılmaktadır. Hâlihazırda bölge adliye malıkemelerinde Cumhuriyet savcılarından
en kıdemlisi başsavcıvekilliği görevini yerine getirmektedir. Bu durum, emeklilik ve atama
gibi nedenlerle başsavcıvekillerinin sürekli değişmesine neden olmaktadır. Bu sakıncanın
önüne geçilmesi amacıyla bölge adliye mahkemesi Cumhuriyet başsavcıvekilinin Hâkimler ve
Savcılar Kurulu tarafından atanması yönünde değişiklik yapılmaktadır. Ayrıca, iş durumunun
gerekli kıldığı yerlerde birden fazla Cumhuriyet başsavcıvekili atanabileceği kabul
edilmektedir.
Maddenin ikinci fıkrasında yapılan değişiklikle, Cumhuriyet başsavcıvekilinin
görevleri belirlenmektedir.

MADDE 15- Maddeyle, 5235 sayılı Kanunun 44 üncü maddesinde değişiklik
yapılmaktadır. Teklifle 5235 sayılı Kanunun 30 uncu maddesinde yapılan değişikliğe bağlı
olarak Cumhuriyet başsavcıvekili olarak atanacakların nitelikleri belirlenmektedir.

MADDE 16- Maddeyle, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun İkinci Kitap, Dördüncü
Kısım, Yedinci Bölümüne madde eklemek suretiyle yeni bir suç ihdas edilmektedir.
Söz konusu Yedinci Bölümde "Devlet Sırlarına Karşı Suçlar ve Casusluk" suçları
düzenlenmiştir. Genel itibarıyla bu Bölümde Devletin güvenliği ile iç veya dış siyasal
yararlarına ilişkin belge ve bilgilerin yok edilmesi, tahrip edilmesi, temin edilmesi veya
açıklanması suç olarak düzenlenerek bir yaptırıma bağlanmıştır. Bu fiillerin siyasal veya
askeri casusluk maksadıyla yapılması da yine suç olarak düzenlenmiştir. Belge ve bilgi temini
veya açıklanması dışında Devletin güvenliği ile iç veya dış siyasal yararları aleyhine olacak
şekilde gerçekleştirilen diğer faaliyetler bakımından herhangi bir yaptırım öngörülmemiştir.
Maddeyle "Devletin güvenliği veya siyasal yararları aleyhine suç işleme" adı altında
yeni bir suç ihdas edilerek. Devletin güvenliği ile iç veya dış siyasal yararları aleyhine
yabancı bir devlet veya organizasyonun stratejik çıkarları veya talimatı doğrultusunda suç
işleyenlerin üç yıldan yedi yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılacağı düzenlenmektedir.
Böylelikle belge ve bilgi temini veya açıklanması dışında casusluk maksadıyla suç işlenmesi
de ayrı bir suç olarak düzenlenmekte ve casusluk faaliyetleriyle daha etkin mücadele edilmesi
amaçlanmaktadır.
"Devletin güvenliği" kavramı, Devletin varlığının korunmasını ve tehlikeyle karşı
karşıya bırakılmamasını ifade etmektedir. Devletin varlığını tehlikeye düşürebilecek
nitelikteki eylemler, Devletin güvenliğini ihlal etmektedir. Devletin iç ve dış siyasal yararları
ile güvenliği arasında sıkı bir ilişki bulunduğu bilinmektedir.
Düzenlemeyle, Devletin iç veya dış siyasal yararına yönelik gerçekleştirilen ve suç
teşkil eden fiillerin bu madde kapsamında ayrıca cezalandırılması kabul edilmektedir. Bu
kapsamda iktisadi, mali, askeri, milli savunma, kamu sağlığı, kamu güvenliği, kamu düzeni,
teloıolojik, kültürel, ulaştırma, haberleşme, siber alan, kritik altyapılar ve enerji gibi diğer
yararlar da Devletin iç veya dış siyasal yararları kavramı içinde kabul edilecektir. Dolayısıyla
casusluk maksadıyla bu gibi yararlar aleyhine gerçekleştirilen ve suç teşkil eden fiiller, ihdas
edilen bu suçun konusunu oluşturabilecektir.
Suçun oluşması için failin, yabancı bir devlet veya organizasyonun stratejik çıkarları
veya talimatı doğrultusunda hareket etmesi gerekmektedir.
Yabancı organizasyon, Türk hukukuna göre kurulmamış veya oluşturulmamış
organizasyon olarak değerlendirilmektedir. Yabancı organizasyon, yabancı bir devlet
tâbiiyetinde olabileceği gibi hiçbir devletin tâbiiyetinde de bulunmayabilir.
Belirtmek gerekir ki ihdas edilen bu suçun oluşabilmesi için "Devlet Sırlarına Karşı
Suçlar ve Casusluk" Bölümünde düzenlenen suçların oluşmaması gerekir. Diğer bir ifadeyle,
5237 sayılı Kanunun 326 ilâ 339 uncu maddelerinde düzenlenen suçların oluşması halinde
339/A maddesinde tammlanan bu suç oluşmayacaktır. Böylelikle bu Bölümde düzenlenen
mevcut suçlarla herhangi bir içtima sorunu yaşanmayacaktır.
Diğer yandan, bu suçun oluştuğu durumlarda fail hakkında gerçek içtima hükümleri
uyarınca hem yeni ihdas edilen bu suçtan hem de bu suçun oluşmasına neden olan ilgili suçtan
dolayı cezaya hükmolunacağı kabul edilmektedir. Örneğin, bu madde kapsamındaki amaç ve
saiklerle kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunun işlenmesi durumunda faile hem bu
maddeden hem de 109 uncu maddeden ceza verilecektir
Maddenin ikinci fıkrasıyla, fiilin savaş sırasında işlenmiş veya Devletin savaş
hazırlıklarım veya savaş etkinliğini veya askerî hareketlerini tehlikeyle karşı karşıya bırakmış
olması halinde faile sekiz yıldan oniki yıla kadar hapis cezası verileceği kabul edilmektedir.
Anayasanın 92 nci maddesi uyarınca savaş halinin ilanına Türkiye Büyük Millet Meclisi
(TBMM) karar verebilmektedir. Fiilin savaş sırasında işlenip işlenmediğinin tespiti
bakımından TBMM tarafından verilen karar dikkate alınacaktır.
"Devletin savaş etkinliği", Devletin savaş bakımından bütün güç, kudret ve yetenekleri
ile olanaklarını ifade etmektedir. Devletin savaş hazırlıklarının veya savaş etkinliğinin veya
askerî hareketlerinin tehlikeyle karşı karşıya bırakılıp bırakılmadığı ise somut olayın
özelliklerine göre yargı mercileri tarafından belirlenecektir.
Maddenin üçüncü fıkrasıyla suçun, milli güvenlik açısından stratejik önemi haiz
birimler ile proje, tesis ve hizmetleri yerine getiren kurum ve kuruluşlarda görev yapanlar
tarafından işlenmesi halinde verilecek cezanın bir kat artırılacağı hüküm altına alınmaktadır.
Suçtan dolayı kovuşturma yapılabilmesi için Adalet Bakanının izin vermesi
gerekmektedir.

MADDE 17- Maddeyle, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 226 ncı
maddesinin dördüncü fıkrasında değişiklik yapılmaktadır.
Anayasa Mahkemesi 22/2/2024 tarihli ve E: 2023/163; K: 2024/57 sayılı kararıyla,
suçun niteliğinin değişmesi nedeniyle ek savunma hakkı tamnmasına ilişkin bildirimlerin
sadece raüdafıe yapılmasını yeterli gören 226 ncı maddenin dördüncü fıkrasındaki
düzenlemeyi iptal etmiş ve iptal kararının Resmî Gazete'de yayımlanmasından başlayarak
dokuz ay sonra yürürlüğe girmesine karar vermiştir. Söz konusu iptal kararı, 5/4/2024 tarihli
ve 32511 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanmıştır.
Anayasa Mahkemesi iptal kararında, ek savunma hakkı yönünden sanığa bildirim
yapılmaksızın müdafi vasıtasıyla savunma yapılmasının ve böylelikle sanığın mahkemenin
vereceği kararı etkileme imkânının elinden alınmasının savunma hakkına ulaşma ve adil
yargılanma hakkı bakımından ölçüsüz bir sınırlama getirdiğini belirtmiştir.
Maddeyle, 226 ncı maddenin dördüncü fıkrası yeniden düzenlenmektedir. Fıkranın
birinci cümlesinde yapılan değişiklikle, ek savunmaya ilişkin bildirimlerin sanığa da
yapılması sağlanmaktadır. Böylelikle, sanığın kendisiyle ilgili isnadı öğrenmesine imkân
tanınmakta ve savunma hakkı güvence altına alınmaktadır.
Maddenin dördüncü fıkrasına eklenen cümleyle, samğa yapılacak bildirimin samğın
dava dosyasında varolan son adresine yapılması öngörülmektedir. Bu suretle, bildirimin
yapılamaması veya bildirime rağmen sanığın duruşmaya gelmemesi halinde müdafıe yapılan
bildirim yeterli kabul edilecek ve müdafiin sanığa tanınan haklardan onun gibi yararlanması
nedeniyle de yargılamaya devam olunacaktır. Böylelikle, kendisine bizzat savunma hakkı
tanınan sanığın adil yargılanma hakkının korunması sağlanmakta ve aynı zamanda
yargılamanın sürüncemede bırakılmasının önüne geçilmesi amaçlanmaktadır.

MADDE 18- 17/10/2019 tarihli ve 7188 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ve Bazı
Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunla Ceza Muhakemesi Kanununun 236 ncı
maddesine eklenen beşinci fıkra ile Türk Ceza Kanununun 103 üncü maddesinin ikinci
fıkrasında düzenlenen suçlardan mağdur olan çocukların soruşturma evresindeki beyanlarının,
bunlara yönelik hizmet veren merkezlerde (çocuk izlem merkezleri) Cumhuriyet savcısının
nezaretinde uzmanlar aracılığıyla alınacağı, mağdur çocuğun beyan ve görüntülerinin kayda
alınacağı ve kovuşturma evresinde ise ancak, maddi gerçeğin ortaya çıkarılması açısından
mağdur çocuğun beyanının alınması veya başkaca bir işlem yapılmasında zorunluluk
bulunması hâlinde bu işlemin, mahkeme veya görevlendireceği naip hâkim tarafından bu
merkezlerde uzmanlar aracılığıyla yerine getirileceği düzenlenmiştir.

63 sayılı Suç Mağdurlarının Desteklenmesine Dair Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinin
9 uncu maddesinin birinci fıkrasında, Ceza Muhakemesi Kanununun 236 ncı maddesinin
beşinci ve altıncı fıkralarının uygulanması bakımından cinsel suç mağdurlarının tekrarlanan
mağduriyetini önlemek, adli ve tıbbî işlemlerin bu alanda eğitimli görevliler tarafından tek
seferde gerçekleştirilmesini temin etmek amacıyla Adalet Bakanlığının talebi üzerine Sağlık
Bakanlığı tarafından cinsel suç mağdurlarına yönelik hizmet veren merkezlerin kurulacağı
düzenlenmiştir. Ayrıca bu merkezlerin üniversiteler tarafından da kurulabileceği belirtilmiştir.
Anayasa Mahkemesinin 8/11/2023 tarihli ve E: 2020/65; K: 2023/187 sayılı kararıyla,
63 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinin 9 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan
"Üniversiteler tarafından da bu merkezler kurulabilir." hükmü iptal edilmiş ve iptal kararının
Resmî Gazete'de yayımlanmasından başlayarak dokuz ay sonra yürürlüğe girmesine karar
verilmiştir. Söz konusu iptal karan, 12/3/2024 tarihli ve 32487 sayılı Resmî Gazete'de
yayımlanmıştır.
Anayasa Mahkemesi iptal kararında, üniversiteler tarafından cinsel suç mağdurlarına
yönelik hizmet veren merkezlerin kurulabilmesinin Anayasanın 130 uncu maddesinin
dokuzuncu fıkrası uyarınca münhasıran kanunla düzenlenmesi gereken konulardan olduğu, bu
nedenle Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle düzenlenen kuralın Anayasanın 104 üncü
maddesinin onyedinci fıkrasının üçüncü cümlesine aykırı olduğu belirtilmiştir.
Maddeye eklenen fıkrayla, Ceza Muhakemesi Kanununun 236 ncı maddesinin beşinci
ve altıncı fıkrasında belirtilen merkezlerin, devlet üniversiteleri tarafından da kurulabilmesine
imkân tanınmaktadır.

MADDE 19- Maddeyle, 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında
Kanunun 76 ncı maddesi değiştirilmektedir.
Anayasa Mahkemesi 22/9/2021 tarihli ve E: 2017/17; K: 2021/59 sayılı kararıyla,
5275 sayılı Kanunun 92 nci maddesinin birinci fıkrasının ikinci cümlesini iptal etmiştir. İptal
edilen cümlede yer alan hükümlü ve tutukluların kurum dışına çıkmasına ilişkin Cumhuriyet
başsavcılığına verilen sınırlama yetkisi, kapsam bakımından belirsiz görülmüştür.
Değişiklikle, kapalı ve açık ceza infaz kurumlan ile çocuk eğitimevlerinde bulunan hükümlü
ve tutukluların öğretimden yararlanma hakkı yeniden düzenlenmekte ve bu hakkın kapsamı
genişletilmektedir.
Maddenin birinci fıkrasıyla, açık ceza infaz kurumları ile çocuk eğitimevlerinde
bulunan hükümlülerin tüm öğretim türlerinden; diğer ceza infaz kurumlarında bulunan
hükümlülerin ise kurum içinde verilebilen yaygın, dışarıdan ve açık öğretim programlanndan
yararlanmaları sağlanmaktadır.
Maddenin ikinci fıkrasıyla, kapalı ceza infaz kurumunda bulunan iyi hâili
hükümlülerin, belirli şartların bulunması halinde kurum içinde açılan örgün öğretim
programlarmdan yararlanabilmelerine imkân sağlanmaktadır.
Maddenin üçüncü fıkrasıyla, kapalı ceza infaz kurumunda bulunan hükümlülerin
katılacakları sınavların, kişi ve kurum güvenliği ile kurum disiplin ve düzeninin bozulmasını
önleyici tedbirler alınmak suretiyle ceza infaz kurumu içinde yapılacağı düzenlenmektedir.
Ayrıca fıkrayla, bu sınavlann koşullan ile yapılma usulü de belirlenmektedir.
Maddenin dördüncü fıkrasıyla, kurum ve kuruluşlar ile üniversitelere, ceza infaz
kurumu içinde yapılacak sınavlara ilişkin gerekli düzenlemeleri yapma ve tedbirleri alma
yükümlüğü getirilmektedir.
Maddenin beşinci fıkrasıyla, açık ceza infaz kurumlan ile çocuk eğitimevlerinde
bulunan hükümlülerin öğretimden yararlanma veya sınavlara katılma hakkının bazı hâller
dışında engellenemeyeceği hüküm altına alınmaktadır.

Maddenin altıncı fıkrasıyla, maddenin uygulanmasına ve sınavlara ilişkin usul ve
esasların Milli Eğitim Bakanlığı ve Yükseköğretim Kurulunun görüşü alınarak Adalet
Bakanlığınca çıkarılacak yönetmelikle belirleneceği kabul edilmektedir.

MADDE 20- Anayasa Mahkemesinin 26/10/2023 tarihli ve E: 2023/71, K: 2023/182
sayılı kararıyla, 5362 sayılı Esnaf ve Sanatkârlar Meslek Kuruluşları Kanununun 44 üncü
maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinde yer alan "beşte ikisinin" ibaresi iptal edilmiş ve iptal
kararının Resmî Gazete'de yayımlanmasmdan başlayarak dokuz ay sonra yürürlüğe girmesine
karar verilmiştir. Söz konusu iptal karan, 29/11/2023 tarihli ve 32384 sayılı Resmî Gazete'de
yayımlanmıştır.
Anayasa Mahkemesinin iptal kararının gerekçesinde, olağanüstü genel kurul toplantısı
için öngörülen beşte ikilik, başka bir ifadeyle yüzde kırklık oranın meslek kumluşlannda
azınlıkta kalan kişilerin seslerini duyurabilmesini ve bu kuruluşlann işleyişine etkin şekilde
katılabilmesini aşırı derecede güçleştirdiği ve azınlıkta kalanlar arasında görüş aynlığı olduğu
durumlarda kuralın genel kurul üyelerinin karar ve yönetim organlarını denetleme imkânını
işlevsiz hâle getirdiği belirtilmiştir.
Maddeyle, esnaf ve sanatkârlann meslek kumluşlannm genel kurul üyelerinin dörtte
birinin başvurusu üzerine yönetim kurulu tarafından genel kurulun olağanüstü toplantıya
çağrılacağına ilişkin düzenleme yapılmaktadır.

MADDE 21- Anayasa Mahkemesi, 4/5/2023 tarihli ve E: 2022/36; K: 2023/84 sayılı,
28/9/2023 tarihli ve E: 2022/139; K: 2023/158 sayılı ve 8/11/2023 tarihli ve E: 2020/65; K:
2023/187 sayılı kararlanyla idari görevlerde çalışanlar dâhil olmak üzere hâkim ve savcıların
kadrolarının kanunla düzenlemnesi gerektiğini ifade ederek söz konusu kadroları ihdas eden
Cumhurbaşkanlığı Kararnamelerini iptal etmiştir.
Maddeyle, kadro ihtiyacı dikkate alınarak, Sayıştay Başkanlığı kadrolarının kanunla
düzenlenmesi amacıyla 6085 sayılı Sayıştay Kanununa yeni bir madde eklenmektedir.

MADDE 22- Yürürlük maddesidir.

MADDE 23- Yürütme maddesidir.

NOTERLİK KANUNU İLE BAZI KANUNLARDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TEKLİFİ

MADDE 1- 19/3/1969 tarihli ve 1136 sayılı Avukatlık Kanununun 16 ncı maddesinin
ikinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
"Avukatlık stajma fiilen engel olmamak şartıyla herhangi bir işte sigortalı olarak
çalışılması avukatlık stajının yapılmasına engel değildir. Adli ve idari yargı hâkim ve savcı
adayları veya yardımcıları ile hâkim ve savcılar hariç olmak üzere, kamu kurum ve
kuruluşlarının kadro veya pozisyonlannda görev yapanlar da görev yeri saklı kalmak kaydıyla
mahkemelerde yapılan staj sürecinde aylıksız veya ücretsiz izinli olarak avukatlık stajı
yapabilir. Bu dönemde ilgilinin talebi üzerine yıllık izinler de kullandınlabilir. Avukat
yanında yapılacak staj sürecinde ise kamu kurum ve kuruluşu tarafından ilgilinin ifa ettiği
kamu görevini aksatmayacak şekilde çalışma saatleri ile izin dönemleri ve süreleri
düzenlenebilir. Ancak ifa edilen kamu görevinin niteliğinden dolayı aynı anda staj yapma
durumunda kamu görevinde aksama ortaya çıkacağı hallerde avukat yanında yapılan staj
sürecinde de ilgiliye aylıksız veya ücretsiz izin verilebilir. Şu kadar ki, ilgili mevzuatında
memur kadrolarına geçiş hakkı tanınan sözleşmeli personel ancak memur kadrolarına geçiş
hakkını kazandıktan sonra bu fıkrada yer alan hükümlerden yararlanabilir. Bu fıkrada
belirtilen aylıksız veya ücretsiz izinler diğer mevzuatta yer alan sınırlamalara tabi değildir.
Kamu kurum ve kuruluşlarının kadro veya pozisyonlarında görev yapanların staj sürecindeki
izin dönemleri ve süreleri ile çalışma saatlerinin düzenlenmesine ilişkin usul ve esaslar
Cumhurbaşkanlığınca çıkarılan yönetmelikle belirlenir."

MADDE 2- 1136 sayılı Kanuna aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.
"GEÇİCİ MADDE 25- Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce avukatlık stajına
başlamış olanlar hakkında bu maddeyi ihdas eden Kanunla 16 ncı maddenin ikinci fıkrasında
yapılan değişiklikten önceki hükümlerin uygulanmasına devam olunur."
MADDE 3- 18/1/1972 tarihli ve 1512 sayılı Noterlik Kanununun 52 nci maddesi
başlığıyla birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
"Noterlerin tatil gün ve saatlerinde çalışması:
MADDE 52- Noterlerin tatil gün ve saatlerinde çalışmasına ilişkin usul ve esaslar,
Türkiye Noterler Birliğinin mütalaası alınarak Adalet Bakanlığınca yürürlüğe konulan
yönetmelikte düzenlenir."
MADDE 4- 1512 sayılı Kanunun 112 nci maddesinin dördüncü fıkrasında yer alan
"yıl Mart ayında" ibaresi "takvim yılı başından geçerli olmak üzere" şeklinde değiştirilmiştir.
MADDE 5- 1512 sayılı Kanunun 118 inci maddesine aşağıdaki fıkra eklenmiştir.
"Noterliklerde yapılan işlemler ve düzenlenen kâğıtlar sebebiyle ödenmesi gereken
vergi, resim, harç, değerli kâğıt bedelleri, noterlik ücretleri ile diğer işlem giderleri nakit
olarak veya banka kartı, kredi kartı ve benzeri kartlar kullanılmak suretiyle tahsil olunur."
MADDE 6-1512 sayılı Kanunun 119 uncu maddesinin ikinci fıkrası aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir.
"Bir önceki aya ait beyannameler, her ayın ilk beş iş günü içinde hazırlanır ve aynı
süre içinde ilgili dairelere verilir."

MADDE 7- 1512 sayılı Kanunun 189 uncu maddesine aşağıdaki fıkra eklenmiştir.
"Araç sicil ve tescil sistemi veri tabanında yer alan bilgilerin 13/10/1983 tarihli ve
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun ek 18 inci maddesi çerçevesinde kişi ve kurumlarla
paylaşılması karşılığında sorgu veya dönen kayıt başına Türkiye Noterler Birliğince iki Türk
lirası işlem katılım payı alınır. Bu miktar her yıl, bir önceki yıla ilişkin 213 sayılı Kanunun
mükerrer 298 inci maddesi hükümleri uyarınca tespit ve ilan edilen yeniden değerleme
oranında takvim yılı başından geçerli olmak üzere artırılarak uygulanır. Genel yönetim
kapsamındaki kamu idarelerinden katılım payı alınmaz. Katılım payından muaf olan diğer kişi
ve kurumlar ile bu fıkranın uygulanmasına ilişkin hususlar yönetmelikle belirlenir."
MADDE 8- 1512 sayılı Kanunun 198/A maddesinin ikinci fıkrasının birinci cümlesine
"yapılabilecek noterlik işlemleri" ibaresinden sonra gelmek üzere el yazısıyla imzalanarak
hazırlanan ve güvenli elektronik imzayla Türkiye Noterler Birliğinin Bilişim Sistemine
kaydedilen noterlik işlemleri" ibaresi eklenmiştir.
MADDE 9- 6/1/1982 tarihli ve 2575 sayılı Danıştay Kanununa aşağıdaki ek madde
eklenmiştir.
"EK MADDE 3- 1. Danıştay meslek mensupları ile savcı, tetkik hâkimi ve iç denetçi
kadroları ekli (I) sayılı Kadro Cetvelinde düzenlenmiştir. Geçici 27 nci madde hükümleri
saklıdır.

MADDE 10- 4/2/1983 tarihli ve 2797 sayılı Yargıtay Kanununa aşağıdaki ek madde
eklenmiştir.
"EK MADDE 3- Yargıtay Birinci Başkam, Cumhuriyet Başsavcısı, birinci başkanvekili.
Cumhuriyet Başsavcıvekili, daire başkam, üye ve iç denetçi kadroları ekli (I) sayılı Kadro
Cetvelinde düzenlenmiştir. Geçici 15 inci madde hükümleri saklıdır.

MADDE 11- 24/2/1983 tarihli ve 2802 sayılı Hakimler ve Savcılar Kanununa
aşağıdaki ek madde eklenmiştir.
"EK MADDE 3- Hâkimlik ve savcılık mesleğinde bulunanlara ait kadrolar ekli (II)
sayılı Kadro Cetvelinde düzenlenmiştir. Bu kadrolardan boş olanlarda Unvan değişikliği
Cumhurbaşkanınca yapılır.

MADDE 12- 22/11/2001 tarihli ve 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 27 nci
maddesinin ikinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
"Adın değiştirildiği nüfus siciline kayıt ve Basın İlan Kurumunun ilan portalında ilan
olunur. Bu ilanda; hükmü veren mahkeme, kararın verildiği tarih, dosyanın esas ve karar
numarası ile adının değiştirilmesine karar verilen kişinin nüfusa kayıtlı olduğu yer, doğum
tarihi, anne ve baba adı, Önceki adı ve soyadı, mahkeme kararıyla verilen yeni adı ve soyadı
yer alır."
MADDE 13- 4721 sayılı Kanunun 166 ncı maddesinin dördüncü fıkrası aşağıdaki
şekilde değiştirilmiştir.
"Boşanma sebeplerinden herhangi biriyle açılmış bulunan davanın reddine karar
verilmesi ve bu kararın kesinleştiği tarihten başlayarak bir yıl geçmesi hâlinde, her ne sebeple
olursa olsun ortak hayat yeniden kurulamamışsa evlilik birliği temelden sarsılmış sayılır ve
eşlerden birinin istemi üzerine boşanmaya karar verilir."
MADDE 14- 26/9/2004 tarihli ve 5235 sayılı Adlî Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile
Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanunun 30 uncu
maddesinin birinci fıkrasının ikinci cümlesine "Cumhuriyet başsavcısı" ibaresinden sonra
gelmek üzere ", Cumhuriyet başsavcıvekili" ibaresi ile fıkraya aşağıdaki cümle eklenmiş ve
maddenin ikinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
"İş durumunun gerekli kıldığı yerlere birden fazla Cumhuriyet başsavcıvekili atanabilir."
"Cumhuriyet başsavcıvekili 19 uncu maddede belirtilen görevleri yerine getirir."
MADDE 15- 5235 sayılı Kanunun 44 üncü maddesinin başlığına "Cumhuriyet
başsavcısı" ibaresinden sonra gelmek üzere ", başsavcıvekili" ibaresi ve birinci fıkrasına
"Cumhuriyet başsavcıları" ibaresinden sonra gelmek üzere "ve Cumhuriyet başsavcıvekilleri"
ibaresi eklenmiştir

MADDE 16- 26/9/2004 tarihli ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanununa 339 uncu
maddesinden sonra gelmek üzere aşağıdaki madde eklenmiştir.
"Devletin güvenliği veya siyasal yararları aleyhine suç işleme
Madde 339/A- (1) Bu Bölümde düzenlenen suçları oluşturmamak kaydıyla, Devletin
güvenliği veya iç veya dış siyasal yararlan aleyhine yabancı bir devlet veya organizasyonun
stratejik çıkarları veya talimatı doğrultusunda suç işleyenler hakkında üç yıldan yedi yıla
kadar hapis cezası verilir. Fail hakkında hem bu suçtan hem de işlediği ilgili suçtan dolayı
ayrı ayrı cezaya hükmolunur.
(2) Fiil, savaş sırasında işlenmiş veya Devletin savaş hazırlıklarım veya savaş
etkinliğini veya askerî hareketlerini tehlikeyle karşı karşıya bırakmış ise faile sekiz yıldan
oniki yıla kadar hapis cezası verilir.
(3) Suçun, milli güvenlik açısından stratejik önemi haiz birimler ile proje, tesis ve
hizmetleri yerine getiren kurum ve kuruluşlarda görev yapanlar tarafından işlenmesi halinde
verilecek ceza bir kat artırılır.
(4) Bu suçtan dolayı kovuşturma yapılması, Adalet Bakanının iznine bağlıdır."
MADDE 17- 4/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 226 ncı
maddesinin dördüncü fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
"(4) Yukarıdaki fıkralarda yazılı bildirimler, sanığa ve varsa müdafıe yapılır. Müdafii
sanığa tanınan haklardan onun gibi yararlanır. Sanığın dosyada varolan son adresine bildirim
yapılamaması veya bildirime rağmen duruşmaya gelmemesi halinde müdafıe yapılan
bildirimler yeterli kabul edilir."
MADDE 18- 5271 sayılı Kanunun 236 ncı maddesine aşağıdaki fıkra eklenmiştir.
"(9) Beşinci ve altıncı fıkrada belirtilen merkezler, devlet üniversiteleri tarafından da
kurulabilir."

MADDE 19- 13/12/2004 tarihli ve 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı
Hakkında Kanunun 76 ncı maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
"MADDE 76- (1) Açık ceza infaz kurumları ile çocuk eğitimevlerinde bulunan
hükümlülerin tüm öğretim türlerinden; diğer ceza infaz kurumlarında bulunan hükümlülerin
ise kurum içinde verilebilen yaygın, dışarıdan ve açık öğretim programlarından yararlanmaları
sağlanır.
(2) Kapalı ceza infaz kurumunda bulunan iyi hâili hükümlüler, kurum içinde açılan
örgün öğretim programlarına kurum disiplin, düzen ve güvenliğini tehlikeye düşürmeyecek
şekilde, kurumsal kapasite ve imkânların uygunluğu ölçüsünde devam edebilir. Yaş, eğitim
düzeyi, engellilik durumu, sosyal ve ekonomik durum ile benzeri ölçütlere göre ihtiyacı olan
hükümlülere öncelik verilir.
(3) Kayıtlı olduğu eğitim kurumlarının ilgili mevzuatına göre gerekli şartları taşıyan
ve kapalı ceza infaz kurumunda bulunan hükümlülerin sınavları, kişi ve kurum güvenliği ile
kurum disiplin ve düzeninin bozulmasını önleyici tedbirler alınarak aşağıda belirtilen usule
göre ceza infaz kurumu içinde yapılır:
a) Kayıtlı oldukları ortaöğretim, ön lisans, lisans ve benzeri öğretim programları
kapsamındaki sınavlar ile mesleki yeterlilik gibi yazılı veya sözlü sınavlar, ilgili kurum ile
koordinasyon sağlanarak öncelikle çevrim içi, bunun mümkün olmaması halinde ise ilgili
eğitim kurumu görevlisinin gözetiminde yüz yüze yapılır.
b) Hükümlüler, merkezi sınavlar ile açık öğretim kurumları sınavlarına, sınav merkezi
olarak belirlenen ceza infaz kurumlarmda katılır.
(4) Kurum ve kuruluşlar ile üniversiteler, sınavlara ilişkin olarak üçüncü fıkrada
belirtilen konularda gerekli düzenlemeleri yapmak ve tedbirleri almakla yükümlüdür.
(5) Açık ceza infaz kurumları ile çocuk eğitimevlerinde bulunan hükümlülerin
öğretimden yararlanması veya sınavlara katılması, hükümlünün; başai-ısız olması, devamsızlık
göstermesi, eğitim ve sınav alanlarında bu Kanunda yazılı disiplin cezasını gerektiren
eylemlerden birini gerçekleştirmesi veya öğretim programının ceza infaz kurumunun
işleyişine yer ve zaman itibarıyla uygun olmaması halleri dışında engellenemez.
(6) Bu maddenin uygulanmasına ve sınavlara ilişkin usul ve esaslar Milli Eğitim
Bakanlığı ve Yükseköğretim Kurulunun görüşü alınarak Adalet Bakanlığınca çıkarılan
yönetmelikle belirlenir."
MADDE 20- 7/6/2005 tarihli ve 5362 sayılı Esnaf ve Sanatkârlar Meslek Kuruluşları
Kanununun 44 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendine "üyelerinin" ibaresinden sonra
gelmek üzere "dörtte birinin" ibaresi eklenmiştir.
MADDE 21- 3/12/2010 tarihli ve 6085 sayılı Sayıştay Kanununa aşağıdaki ek madde
eklenmiştir.
"EK MADDE 1- (1) Sayıştay meslek mensupları ile Başsavcı, savcı ve iç denetçilerine
ait kadrolan ekli (I) sayılı Kadro Cetvelinde düzenlenmiştir. Bu kadrolardan hoş olanlarda
ünvan değişikliği Sayıştay Genel Kurulu kararıyla yapılır.